Mimarlık ve şehircilik tarihine akademik alanda katkıda bulunacak olan kitap, aynı zamanda konuya ilgili okur için bir kaynak; eserleri ve döneminin özelliklerini resim ve çizimleri eşliğinde anlatarak, gezginler için de bir rehber olacaktır. Mezopotamya, Mısır, Yunan, Roma'nın ardından Orta Çağ'a ve Anadolu Türk Mimarisi ile 20. yüzyıla değin uzanan bir tarihsel silsilede bu dönemlerin mimari ve yerleşim anlamında özelliklerini, önemli eserlerini daha yakından tanımak, gelişime bir düzen içinde bakmayı sa

Dr. Jekyll her geçen gün daha az görünmeye başlıyor ve Mr. Hyde adlı esrarengiz kişilik ise daha belirgin bir hale geliyordu. Dr. Jekyll'ın dostları, onlara gönderilen esrarengiz mesajların da etkisiyle, Jekyll'ın yaşamına her gün biraz daha girmek zorunda kalıyorlardı. Bu, yeni cinayetlere yol açabilecek önemli bir gelişmeydi... Dr. Jekyll ve Mr Hyde, insanın gizlemiş olduğu kişiliğiyle toplumsal kimliğinin arasındaki farkın bazen uçurumlar kadar derin olabileceğini ve insanın iyi-kötü sıfatlarıyla nitele

Aşk-ı Şahane, Mimar Sinan'ın eseri ile aşkı arasındaki bağ üzerine kurgulanmış bir oyun. Dönemin önemli isimlerinin ve olaylarının kurgusal olarak canlandırıldığı oyunda, Murat Aykaç Erginöz aynı zamanda Sinan'ın hayatını, eserlerini de oyun kurgusu çerçevesinde işliyor. Sosyal konumları sebebiyle ümitsiz ama gerçek bir aşkın, sanatçının elinde ham taşın işlenip her biri yüzyıllarca ayakta kalacak olan ve geçen sürede önemini hâlâ artırarak koruyan eserlere nasıl dönüştüğünü, ilham verdiğini anlatıyor.

Bu Kitap, Şirketinizi, Ailenizi ve Sizi İnternette Güvende Tutacaktır. İnternet bankacılığı konusunda dikkat edilmesi gerekenlerden, istihbarat hackerlarına, akıllı telefonunuzun güvenliğinden sosyal medyada çocukların güvenliği için gerekenlere, hacklendiğinizi anlamanızı sağlayacak ipuçlarından siber savaşın uluslar ötesi boyutlarını kavramanıza yardım edecek önemli olaylarına kadar pek çok konuyu kapsayan, Siber Savaş Cephesinden Notlar, konudan uzak olanların da anlayabileceği bir dille hazırlanmış, gü

A Majestic Love is a play about the connection between love and Mimar Sinan's work. The writer Murat Aykaç Erginöz has woven Sinan's life and works into the storyline of the play, breathing life into the famous personalities and events of the Ottoman Empire during the 16th century. Erginöz relates how a true love doomed by a difference in rank and status inspired Imperial Architect Sinan to turn undressed stone into works of art that survive to this day as architectural masterpieces. Penned for its rea

Taç ve Taht, esas itibarıyla Cem Sultan'ın aşkları, savaşları, tutkuları ve çalışmalarını konu alıyor. Cem, yüzyıllarca önce herkesin dilinde idi. Hakkında methiyeler, şiirler yazılıyordu. Memleket memleket dolaşan âşıklar onun için türküler dile getiriyorlardı. Batılıların Zizim adını verdikleri Cem Sultan, tarihte ilginç ve heyecan uyandıran bir kişilik ve konu olarak yerini korumaktadır; Murat Aykaç Erginöz, Taç ve Taht adlı oyununda onun dönemindeki bazı tarihi kişilikleri ve olayları, tarihi vakalar h

Nakşidil Sultan kimdi?... Bu soru yüzyıllardır söz konusu; elinizdeki oyunun girişindeki önsözde tarihsel olarak bu konunun çevresinde dönen tartışmanın ve taraflarının savlarını geniş bir açıklamayla belirtiyor Murat Aykaç Erginöz. Devamında ise, diğer eserlerinde olduğu gibi- bu tarihsel kişiliği ele alıp, onun çevresinde olan -veya olduğu rivayet edilen- olaylara ve kişilere birer karakter oluşturarak, insani bir yön veriyor. Üslubu sayesinde tüm bu önemli olayları veya kişilikleri, -sayfalarda veya sahn

Veri güvenliği; kurumdaki işlerin sürekliliğinin sağlanması, işlerde meydana gelebilecek aksaklıkların azaltılması veya kritik verilerin, gizli bilgilerin çalınması gibi verinin çok çeşitli tehditlerden korunmasını sağlar. Veri hangi formda olursa olsun, mutlaka uygun bir şekilde korunması sağlanmalıdır. Veri güvenliğini sağlamak için Uluslararası Standart Organizasyonu olan ISO tarafından yayınlanan ve bu kapsamda bilgi güvenliğinin temelini oluşturan standartlar topluluğu karşımıza çıkmaktadır. Yaptığı f

Hayatımın 32 yılı denize dalarak geçti. Gün oldu bilimsel araştırmalara katıldım ki aynı zamanda bir deniz biyoloğuyum, gün oldu derin karanlıktan hurdalar topladım, yevmiyeli dalgıçlık yaptım geçinmek için. Hâlâ da kazancımın büyük bölümü, derin karanlıkta tek başıma sürdürdüğüm toplayıcı dalgıçlıktan gelir. Nihayet gün geldi ve hayatımı idame ettirmek için bir reklam ajansında metin yazarken buldum kendimi yıllar önce. Başta sudan çıkmış balığa dönmüştüm yazarlık mesleğinde. Karadaki yaşama da derinlerd

Kürtlerle ilgili olarak sıkça sorulan sorulardan biri de Kürtlerin bu bitmeyen, tüm engellere rağmen duraksamadan, olağanüstü bir çabayla sürdürülen direniş gücü nereden geliyor? sorusudur. Bu konu gerçekten merak edilecek bir konu olmaktadır. Gerçekten, yüzyıllardan beri ulusal bir devlet kuramamış, sürekli baskı ve zulüm altında kalmış, parçalanmış Kürtler, nasıl oluyor da hâlâ etnik, sosyal, kültürel bir yaşam sürdürebiliyor, kimliklerini koruyabiliyorlar? Hemen herkesin onlara, onların da birbirlerine d

Sizin evde ayna kırılmış dedi, zaten kırılasıymış, çiçeğinize de büyü katmışlar Sen bilirsin dedim, sen delisin de dedim, ben ne bileyim dedim, ne diyeyim bilemedim. Saat ikide dedi, ben uyurum zati dedim, o zaman üçte dedi, ya sen delinin birisin dedim Sen kalk dedi, zaten birisin dedi, daha yer var Toprak suyu çekiyor o gibi bi şey dedi, çekmezse su zayi oluyor. Peki kızıl ordu dedikte kızıl dağılıp gitmeyecek bi'şey mi dedim Sizin evde ayna kırılmış dedi bütün geceyi çizmiş kırık sesleri Bi keresinde o

Şair, aydın ve ilerici bir şehzadenin, Cem Sultanın yaşamının anlatıldığı bu romanda iki gerçeği vurguluyor yazar: Biri, sürgünlerin acı kaderi hep olacak ve aydınlar her zaman çile çekeceklerdir. Diğeri, ileride Osmanlıya oldukça pahalıya mal olacak Doğu Sorununun ortaya çıkışı. Tılsımlı Gömlek hem tarihsel bir roman hem de bir tutku romanı. Yazar, içten ve coşkulu anlatımıyla Cem Sultanın acılı yaşamını ustalıkla kaleme alıyor, okuru akıcı bir üslupla sürükleyip götürüyor.

Jurnaller, iftiralar, ihtiraslar, ihanetler ve tüm bunlara direnen hamiyetli insanlar... Adalet Yerini Buldu, İkinci Meşrutiyet'in özgürlük ortamında kaleme alınmış, Sultan İkinci Abdülhamid döneminin despotik rejimiyle hesaplaşan bir eser. Ağır baskılar altında özgürlük mücadelesi verenlerin gördüğü türlü zulümler, bir aşk öyküsü çevresinde okur ve izleyicinin muhakemesine sunuluyor. Tarihe tanıklık etmiş bir yazar, karanlık bir devre ışık tutuyor.

Yani! Saat üç ileri gelenlerinin geçmişi, veryansın şefzadelerinin geçmişi, çatladıkapıların geçmişi, ilkincilerin geçmişi ve ilk ateşten çıkan duman bir örüntüye dahil olabilir. Köşesine çekilmiş şair deli değil de nedir, yazdıkları büyücünün üfürdüklerinden daha mı şiirdir. İnsan neyi defalarca yapsın bir kanaatin içindedir. Kanaat dizimini kainata ben benzetmedim. Velhasıl çatladıkapının arkasındakiler önüne döküldüklerinde çatladıkapı kanaati, nizam ile yitecektir. Hayır. Göreceksiniz. İlkinci olm

Hayatta bazı öyküler vardır, gerçek mi, kurgu mu bilemezsiniz. Bazı kurgular o kadar gerçek gibidir ki, sadece hayal gücünü konuşturan kişi, anlattıklarının yaşanmamış olduğuna ikna etmek için tarifsiz çabalar sarf etmek zorunda kalır. Bazı gerçekler de o kadar kurgu gibidir ki, yaşanmış olma ihtimaline bir türlü inanamazsınız. Hayatın kendisini konu alan, kurgunun ötesine geçip, gerçeklikle dans eden bu romandaki karakterler, kent yaşamında rahatlıkla karşılaşılabilecek, iş arkadaşınız, eski bir dost, bi

Bebeğinizin dünyaya gelişini dokuz ay heyecanla bekledikten sonra, kendinizi eee şimdi ne yapacağız?, anne-baba olarak nasıl davranmamız, ne yapmamız gerekiyor? sorularını sorarken buldunuz mu? Merak etmeyin yalnız değilsiniz, bunları ve benzeri soruları, ikinci hatta üçüncü kez anne-baba olanlar bile soruyor kendine. Anne-babalığın sevme, sahiplenme, koruma gibi duygusal boyutlarına içgüdüsel olarak sahibiz, fakat nasıl bezleyeceğimizi, nasıl uyutacağımızı kısacası nasıl büyüteceğimizi öğrenmek durumunday

Bu kitap, siber kitle imha silahları diyebileceğimiz zararlı yazılımların karanlık dünyasının kapısını aralıyor. Her gün 350.000'den fazla yeni zararlı yazılım tespit ediliyor, bu da her saniye yaklaşık 4 yeni zararlı yazılımın ortaya çıkması demek oluyor. Sadece dijital hayatlarımızı değil, canımızı da tehdit edebilecek virüslerin yarattığı tehlike her geçen gün bizlere biraz daha yaklaşıyor. Virüsleri kimler, nasıl yazıyor? Bir zararlı yazılım bütün bir ülkenin elektriğini kesebilir veya nükleer santral

(...) Başı yukarı doğru bakarak sağ tarafa kıvrılmış vücudu ve toplanmış dizleriyle yatakta yatıyordu. Yüzü bembeyaz kireç gibi, boğazı ise soluk ve şeffaftı; öyle ki ince damarlarını sayabilirdin. Ellerini karnının üstünde birleştirmişti. Göğüsleri hiç dikkat çekmiyordu, sanki on iki yaşında bir kız çocuğu gibiydi. Eğer bir insan eli onun kalbini arasaydı neredeyse hiç nabız bulamazdı. Yalnızca bir melek, gelecekte bu solgun ve soyut varlığa âşık olabilirdi. İstikbalin denizine açılıyordu. Kanatların ve b

Damıtık söz, yazar ve düşünürün önceden sindirilmiş bilgeliğiyle sözün özünü ve yalınlığını yakalayıp yararsız, anlamsız, tüm safrası, çer çöpü, posasını ayıklamak, en değerli yerini bir araya getirmektir. Bir dilin güç ve işlevselliği En az emek yasasına bağlıdır. Bu bağlamda damıtık sözler, boş hiçbir söze geçit vermeyen yapısıyla, bir çuval sözü en güçlü ve keskin yanıyla anlatan, uzun bir düşünce zincirini ayakta tutan son halka, bir yapıtın bir tümceye indirgenmiş bilgeliğidir. Toplum değerlerini en

Her geçen gün daha da anlaşılması güçleşen ve hızlı değişen modern dünyada yaşıyoruz. Hayat deneyimimi anlamaya ve özümsemeye çalışırken sanat yapıyorum. Benim eserim, geçmişte ve bugün beni etkileyen tüm sanat biçimlerinin ürünüdür. Zamanın ve anın ruh halini tasvir etmeyi seviyorum. Resim yaparken, defterime bir şiir yazıyormuş gibi hissediyorum. Ben onları yaratırken resimlerimde yaşıyorum. Duygusal, dokunaklı, romantik, canlı, heyecanlı ve provakatiftir. Onları oluşturma süreci benim için büyük bir zevk