Jean - François Champollion, 1828 yılı temmuzunda manevi vatanı Mısır´a varır. ´Mısırlı´ dedikleri bu adam, tehlikelerle ve şaşırtıcı yapıtlarla dolu bir doğuya adım atmıştır. Hiyerogliflerin gizini çözdüğüne inanarak, dahice sezgisini doğrulamak amacıyla, Mısır´ı Nübye çölünü baştan başa dolaşır. Bir araştırmacı topluluğun başına getirilmiştir. Bu kişiler arasında sürtüşmeler çıkar, sürtüşmeler bazen sertleşir. Hepsinin güvenliğine göz kulak olacak, hıyanete uğrayacak olan odur. Kutsal saydığı görevini baş

Duygulu, enteresan bir hırsız. Çaldığı bir çanta içinde ilginç bir giz taşıyan bir mektup bulur. Gayrimeşru bir çocuğun varlığı üzerine bir devlet adamının, bir başbakanın yasal sorumluluklarından kaçışı, dahası çirkin buyruğu yazılıdır. Yaşayıp yaşamadığını bilmediği bu çocukla kendi arasında özdeşlik kuran duyarlı hırsız, yıllardır tanımadığı babasına duyduğu kinle, devletin yüksek katındaki bu kişiden öç almaya, onu üzmeye, ona ahlak dersi vermeye yeltenir. Bu eyleminde, güçlü bir gazetecinin de desteğ

...Tarihçi Bernard Lewis'in '300 yıldır sorulan soru: Hata neredeydi' adlı kitabında, İslam'la ilgili olarak ortaya konmuş olan çoğu soru doğru, ancak temel prensiplerdeki yanlış analiz ve yorumlar ve bu soruya verilmesi gereken cevaplar ortaya çıkarılmaya çalışılmıştır. Oysa 'Hata neredeydi?' sorusunun cevabı çok net ve basittir... Bilgisayarların ve internet kullanımının hızlandırdığı ve yaygınlaştırıldığı 21. Yüzyıl'da bu gelişmelerin insanlığa getirebileceği en büyük değişim, bireylerin düşünebilme ye

Aşkı bütün çekiciliğiyle anlatan görkemli bir seçki. Aşk uğruna yaşanılanlar, aşk için yaşayanlar, gizli aşklar, umutsuzluk, kıskançlık ve daha pek çok konuda yazılmış kısa hikâyeler. Okuyucuyu hem düşündürüyor hem de duygulandırıyor. Aşkı kutsarken karanlık yönlerine eğilmeyi ihmal etmiyor. Aşkı her açıdan keşfetmek için mutlaka okunmalı. Bu kitapta, aşkın kristalize olmuş bir özünü bulamayacaksınız. Onun yerine yaşayan kişiye bağlı olarak değişen aşklar okuyacaksınız. Zaten aşk öyle değil midir? Bu kita

Aşk öyle bir duygu ki size verdiği coşku, hayatınıza kattığı anlam, renk hiçbir şeyle ölçülemez. AŞK herkesin tatması gereken bir duygu Gözleri parlatan, yerden havalandıran, hep neşeli hissettiren, hayal kurdurtan... Bazen de yalnız acı çektirip ağlatan Tatmayan içinde bir eksiklik hisseder. Aşk yaşanması gereken çok özel bir duygu Dünyanın en güzel duygusu Hayatlara anlam ve tuz katıyor, öyle bir yaşam getiriyor ki aşk duygusu; ne kadar sağlıklı yemek yerseniz yiyin, ne kadar spor yaparsanız yapın, aşkı

MS 65 yılında Roma İmparatorluğu Avrupa'nın her köşesine hükmediyordu. Gladyatör oyunlarında yerdeki kum kanla yoğruluyordu. Arenada şiddet ve ölüm yaşamın normal akışıydı... Roma'nın en zengin ailelerinden birine mensup olan Quintus Honorius Romanus yakınlarını, gücünü ve dolayısıyla unvanını kaybettiğinde gladyatör okuluna katılmaya karar veriyor; böylece kendisinin her şeyini çalmış olana karşı kin dolu bir oyunu başlatıyordu. Bu Quintus'un yeni dostları Afrikalı usta avcı Lindani ile gücüyle herkesi şaş

A man, a woman, a business suite... That is how our play begins. Businessman Ahmet Gür is left head to head with hostess Ayşe because the guest he is waiting for from Japan is three hours late. But is three hours enough to spice up two people's lives? The exchange of Gifts forges special bonds between people. It cements our existing relationships, and paves the way for new ones. Yakup Almelek analyses the concept of the Gift in this play: is there ever such a thing as a free Gift, no strings attached? If n

In What Went Wrong?: The Clash Between Islam and Modernity in the Middle East, Bernard Lewis tries to give an answer to this pressing question, presenting analyses and interpretations of Islam that, though broadly correct, do fall down when it comes to basic principles. The answer, however, is crystal clear.

This story takes place during the early reform years of the declining Ottoman Empire. Though it is well-known that Sultans Selim III and Mahmud II took up leadership roles during this period, the true personality behind the scenes at Topkapı Palace is the subject of this novel, Nakşidil. The Magic of the Harem is the story of how one woman's love and malice proved to be pivotal in determining the course of history. You will have a front row seat to a love story which the Palace walls and strict rules of b

The shrewd police officer pushing retirement... Murat, a fiendishly dangerous outlaw... Arzu, a beautiful young woman embroiled in crime... Caner, a Homicide detective with serious problems of his own... a cult leader who had no qualms about remodelling life according to his whims... All these and the other characters who have a part in these deadly events narrate the same three days from their own point of view, in their own voices.

Eylüldü Aşkım aynı apartmanda yaşayan bir grup kadının sıcacık dostluklarının öyküsü. Karanlık gökyüzünde çevrelerini aydınlatsalar da kendi yollarını bulmak için birbirlerinin ışığına ihtiyaç duyan bir avuç yıldız; Zeyno, Hicran, Damla, Necla, Şerbet... Mimi! Günyüzü görmez pavyonlardan moda dünyasının renkli ışıklarına, aşkın tatlı esintisinden ayrılığın kör kuyularına, küçük burjuva hayatların kuralsız gecelerinden aşiretlerin kanlı kurallarına, ölümü beklerken yaşamla tanışmaya uzanan bir yolda, paylaşt

İstanbul 1896. Hanzade'nin hikâyesi, Kızıl Sultan II. Abdülhamit'in saltanatında başlamıştır. Hanzade, Padişah'ın Hukuk Danışmanı olan babası Mustafa Kamil Efendi'nin görevleri sırasında, Dolmabahçenin ihtişamında, Boğaz'ın dingin dalgalarının sesini dinleyerek, cariyeler, haremağaları, paşalar ve diplomatlar ara sında, tasasız güzellikler içinde büyüyecektir. 1915. Osmanlı İmparatorluğu çökmekte ve Hanzade'nin yaşantısı sallanmaktadır. Onun için artık yeni bir hayat başlar. Tutkularla, üzüntülerle, çekişme

Köşe Yazıları, Yakup Almelek'in değişik dönemlerde ve konularda gazetelerde yazdıklarından seçtiklerimiz. Günlük hayattaki konulardan sanatın değişik dallarındaki etkinliklere, bir yolculuğun analizinden faturasız mal satan bir tüccarın hikâyesine değin, geniş tema skalası içerisindeki düşüncelerine ulaşacaksınız. Deneyimlerini paylaşacaksınız... Eğer yazarı daha iyi tanımak için bir sebebiniz varsa, bu birikmiş yazılar bir fikir ve deneyimlerin biyografisi olarak tam da bu isteğinize cevap verecektir.

Bir Türk erkeğinin, Pariste doktora yaparken tanışıp evlendiği Fransız kadından olan oğlu, yıllar sonra bir gün çıkagelir. Erkek Türkiyede ikinci kez evlenmiştir... Aniden gelen bu yabancı konuk tüm yaşamlarını altüst eder... BİR YABANCI KONUK TRT tarafından, DENİZ GÖKÇER, SALİH GÜNEY ve çocuk oyuncu NİHAT SU ile başrollerinin oynadığı TV dizisi oldu. 1990 yılında en iyi TV dizisi seçildi. Fransada, La Pensée Universelle yayınevi tarafından Fransızca olarak yayımlandı ve LE PRIX DE LADELF (Fransızcaya Çevr

Osmanlı İmparatorluğunun yıkılış döneminin bir bölümü; reformlarla ayakta kalmayı sağlama, eskimiş kurumları yenileştirme çalışmalarıyla geçer. III. Selim ve II. Mahmutun önderlik ettikleri bu dönemin, gerçek saray kişilerinin rol aldığı bu romanın baş kişisi Nakşidil... Haremin Büyüsü, bir kadının sevgi ve kininin tarihe yön verişini kanıtlayan olayların romanıdır. Saray duvarlarının ve katı kuralların engelleyemediği bir aşkı tanıyacaksınız...

Kış erken bastırır bizim oralarda. Kar bir kere beyaza boyadı mı vahşi doğayı, ne başka renklere geçit verir, ne de yol bir de sis indi mi yüksek dağların tepelerine, göz gözü görmez olur artık. Karnı burnunda hamile kadınlar bir Allaha bakarlar, bir de karınlarına. Hastalardan umut kesilir, yaşlılara ise ölsünler de kurtulalım! diye bakılır. Kara kışla birlikte hem devlet unutur bizi, hem de siyaset Bir de köyleriniz yakılmış ve göçe zorlanmışsanız ya Tuzla Tersanelerinde ya mevsimlik amele olarak kamyon

Mimarlık ve Şehircilik tarihine akademik alanda katkıda bulunacak olan kitap, aynı zamanda konuya ilgili okur için bir kaynak; eserleri ve döneminin özelliklerini resim ve çizimleri eşliğinde anlatarak, gezginler için de bir rehber olacaktır. Mezopotamya, Mısır, Yunan, Romanın ardından Orta Çağa ve Anadolu Türk Mimarisi ile 20. Yüzyıla değin uzanan bir tarihsel silsilede bu dönemlerin mimari ve yerleşim anlamında özelliklerini, önemli eserlerini daha yakından tanımak, gelişimle bir düzen içinde bakmayı sağl

... Yaz gider gelirdi, yıldızlar gelirdi, sabah gider gelirdi, Aklımda Sabahın kokusu Sabahın namlusu mu vardı? gez, göz, gördü görecek Bütün ufuklardan taşardı Vaktini isabetle Günler uzardı, daha da uzardı, soluklar uzardı, kalem yazardı Tek kelimeden ibaretti Bitti

Ayla is a twenty-eight year old girl. She has lived half of her life as an outsider, grieving and blaming herself for a tragic accident. When she was fourteen, she fell out of a boat into the sea and her father lost his life trying to save her. She has borne this heavy burden of guilt for half her life and has never been free from the effects of this trauma... right until she starts working at the surgery where the opening sections of the play unfold and gets to know the people there! From this point onwa

The hero of the play, super-rich Aydın Tuna, is one of the country's most successful businessmen. He bases his life on money and power... until the day he finds out that he has an untreatable illness... In this play, Yakup Almelek reformulates the dilemma of health or wealth in a contemporary setting. Aydın Tuna notices that money and power are of no use without health. In his desperation, he starts to reorder his life on his own terms. He unites his efforts to be himself again, purified of past mistakes,