Amca!.... Amca! … Söyle bana; Bu Diyarbakır kaç can uzakta.

Ellerine sağlık Hasan Baran, Telkadın, unutulan şeyleri fısıldıyor. Giderek sevgisizleşen dünyada, tellerin soğukluğunda sıcacık sevgiyi yaratma ve yine aynı ellerin hoyratlığında, yıkıcılığa ve yok edişe geçişin kurgulanmasındaki başarını, anlatım gücünü yürekten kutluyorum. Yaşar Kemal Kitap akıcı ve canlı bir serüven üzerine kurgulanmış. İnsan hayatının yüzleşmesi gerektiği duygular içtenlikle aktarılmış. Mutlaka okunması gereken değerli bir kitap. Sunay Akın Hasan Baran’ın romanı o kadar zengin bir

Cezmi Ersöz'ün "Şehirden Bir Çocuk Sevdin Yine" Şiir Kitabı Hüseyin Emre Çevirisi İle Kürtçe'de.

"O melun zamanın üzerinden yıllar geçmişti, ama dün gibi aklındaydı işte… Zaten ne vakit çıkıyordu ki. Tokat nere, Diyarbakır nere? Elazığ, Malatya, Ergani derken ta Diyarbakır’a dek gelmişti. Hiçbir yerde rahat etmemişti. Her yer, her memleket ona dar gelmiş; gittiği her şehirde kaybettiği annesini, kız kardeşini ve evlenip yuva kurduğu hamile eşini aramıştı. Sırf bu yüzden askerden firar etmiş o sırada sürgüne gönderilen ailesini bulmaya çalışmıştı. Yıllarca oradan oraya dolaşırken hep kayıplarını bulmayı

Tayları mille çekeceğine Karanlıkla imtihan edince Düşüyor kumrular Düşleri iğdiş bir kaplan Dönüp dönüp yomsuz karanlıkta Çocuklar neden bahsediyor Kalabalık salınıyor sürahiden Gaz bilmeyen bunu hiç bilmez Yaşıyor! Yaşlanmış gök gök, yumruk yumruk Çağıldamasa da damla damla Çocuğu ölümle imtihan etme Şuramda bir acı, aksak Akrabam şuramda buram buram Zorlasan, sığacak da bir buçuk aralığa Bilmesem ne oluyor

"Öyle zevkten filan değil be bebeğim Ruhum kayganlaşsın diye içiyorum aslında Sana aşk çiçekleri toplamak için hayatın dehlizlerinden Kalbime batan dikenler yumuşasın diye Ben aslında sevgilim geciktirici olsun diye içiyorum biraz da Sen, bugüne kadar televizyonu kırmadığıma Kendimi balkondan atmadığıma şükretmelisin Cinnet geçirip seni ve kızımı kesmediysem bugüne kadar Biraz mürekkep yalamışlığıma dua etmelisin Ben aslında şizofreniye kafa atmak için içiyorum sev

"Dicle ile Fırat'ın yarattığı efsanevi bir aşk"

"Şaire yazmayı uzun süre unutturanlar. En güzel kadınlar değil miydi"

Hızır'ın davarı sabahın seherinde suya inerdi. Anaları biraz geride su içen yavrularına gözcülük ederlerdi. Çok yüksekte bir kaya kartalı, yerde olup bitenleri keskin gözleri ile süzerek, havada daireler çiziyordu. Belli ki kısmetini arıyor. Artık pençesine hangi can düşer, o da kısmet meselesi. Bahar güneşi bu dağlara bir başka doğardı. Çiçekler farklı renkleriyle güneşi selamlardı. Dağın eteği sessiz bir renk halayına dönerdi. Kuşlarında dili vardı ve her kuş, kendi dilince bu sessiz halaya katılır şarkı

“kaşlarımı çattım korna seslerine bileklerimi bin setarla kestim hin ile kin güreşiyor göğsümde yüküm artıyor arklardan merhametim ortak günahlardan”

Öylesi iki sevgim var ki benim Biri içimdedir, yüreğim taşır Diğeri benim için bir günahtır

"İlkesi; ebedileşmek için yazmak, edebileşmek için yaşamaktır…Modern Elit Dinamik Şiir; önce kendini ehlileştirir hayatı anlamak için, sonra hayatı ehlileştirir kendini anlatmak için… Modern Elit Dinamik Şiir, edebiyattaki mekanikleşmenin, körleşmenin, kısır döngünün, hamlamanın karşısındadır.Tutucu değil akıcı, durucu değil durulayıcı; susucu değil yankıcı, susturucu değil tetikleyici, sakinleştirici değil coşturucudur. Sözcükleri şiirde oldukça geniş bir anlam yelpazesinde kullanmaktadır. Sözcük farklı an

Daha Sonra Yakımlar Olsun Dedim Onlara Israrım Kendi Ölümümdü Neyim Kaldığını Bilmeliydim Geçtiğim İncinmiş Yollara Bakarak Üç Bölüm İlyada Okuyun Yeter Troya Önünde Atlar’ı Anday Ustadan Kırkım Çıksın Cemal Ustaya Da Söz Düşer Kuşkusuz Mor Çentikli Hayıt Dalları Uzatırsınız Üzerime

Nasıl da yanılttı seni Sen ki daha bir çocuktun Bir yaşamı alıp gitti Şiire yetmeyen zaman Sararan ot, yiten gölge Öyle birden gelen ölüm Doğrusu aklında yoktu Yaklaşıyor her geçen gün Sararan ot, yiten gölge Soluk soluğa bir güzel Yaşadın ya sen ona bak Ardında kalan şiirler Adını fısıldayacak Soluk soluğa bir güzel

Şiir Ne Şair Kim

"Değerli “Şiir Kalbimizde” Şiir, Edebiyat ve Kültür Platformu üyeleri: Yola çıktığımız tarih: Şubat 2017 O günden bu yana geçen tarih aralığında, altmış altı İzmir tabanlı ve İzmir’de yaşayan şairimizi konuk olarak ağırlamışız. Altmış dört şair ve yazar konuğumuzu; diğer şair ve yazarlarımız tanımamıza yardımcı olarak emek vermiş, onlarla kesişmiş yollarımız. On dokuz ebediyete intikal etmiş İzmirli ya da İzmir’de yaşamış ve iz bırakmış değerli şairlerimize anma etkinliği düzenlemişiz. Sayılamayacak kadar d

"Şiir, binlerce çelişkili ya da birbirini tamamlayan tanımlarına karşın, doğrudan iletiden daha çok istiareli anlatıya (parabole) yakın, kendisine dayatılabilecek her türlü akılcı açıklamalardan sonrada gizemli payı gizemli kalan sözel bir nesnedir. Şair, şiir yazmadığında soğukkanlı bir biçimde, onun doğumundan önceki bulanıklıktan, dahası belirsizlikten, dahası dile getirilemezlikten, okurun duyarlılığında şairden uzakta üstlendiği ana kadar hangi yolu izleyeceğini kendine sorabilir."

"Yazılan şiirlerin dikiş yerlerini hafifçe zorlayın, tümünün darmadağınık olacağını göreceksiniz."

"Bu çalışma geleceğe belge bırakmak amacıyla yapılmıştır. Konu belirlenmemiştir. Yazarlara istedikleri konuda yazma olanağı tanınmıştır. Bu açıdan serbest yazılardan oluşmuş olan çalışmada çok değişik konularda yazılar gelmiştir. Okurun ilgisini çekeceğini düşünüyorum. Herkesin içinden geçip de yazmaya fırsat bulamadığı yazılardan oluşan bu kitap okurunu bulacaktır. "