Başlarına gelen sıra dışı felaketler sonucu çocuk esirgeme yurduna yerleştirilen on beş çocuk. Onlarla hayatı kesişen ve bu birbirinden yetenekli çocukları topluma kazandırmaya çalışan yurt müdiresi Şefika Gültepe. Gerçekte bu yurt psikiyatri profesörü Şefika Gültepe`nin ``Özel çocuklara özel yuva`` isimli bilimsel bir projesi. Bu çocuk esirgeme yurdunda yetişen doğaüstü güçlere sahip bir çocuk, Mikail. Mikail`in nefesinizi kesecek hayat hikâyesi ve kendisiyle ilgili gerçekleri öğrenme arayışı. Sonunda Mika

Aybüke Vural, 7 Temmuz 1988 tarihinde İstanbul Üsküdar'da doğdu. Hitit Üniversitesi, Makine Mühendisliği bölümünden 2017 senesinde mezun oldu. Mesleğini sürdürmekle beraber, Korona Virüs Pandemisi Sürecinin kazandırmış olduğu zamanda, hissettiği ilham ile ilk romanı ''Dürbün'' ü kaleme alarak yazarlık kariyerine adım attı. Din ve Felsefe, Bilim, Psikoloji, Sosyoloji, Kişisel Gelişim gibi alanlar ağırlıklı olmak üzere yazar, her alandan bilgi edinmeye devam ederek, keşfettiği yaşam amacını gerçekleştirebilme

Eskici Baki`nin bulduğu kitap ve şahit olduğu soygun arasındaki bağlantı hayatını nasıl etkileyecek. Kendisinde var olduğundan bile haberdar olmadığı güçler, sırlarla dolu bir kardeşlik. Sakin bir şehirde, annesi ve eskici dükkanı arasında geçen mutlu, huzurlu yeknesak hayatı nerelere evrilecek. Şaşırtıcı bir ne oldum hikayesi.

Finali yaşamak için çıktığınız yolda ilk adımı aklınızla , ruhunuzla , kalbinizle kısaca tüm varlığınızla dik durabilen sağlam temeller atarak başlayabilirsiniz. Aksi takdirde finali göremez görseniz bile sadece görmekle kalırsınız. Hayatınızın hangi döneminde olursanız olun başladığınız yolda zirveyi görmek için sürekliliği sağladığınızda mümkün olur.

Hayatı bir noktadan bir başka noktaya kadar süren yolculuk olarak düşün. Bu yolculuğun bir yerinde yaşarsın aşkı. Birlikte yol alır, yaşamın tüm engebeli, inişli, çıkışlı yolunda yürürsün. Öyle ki ne aştığın dağlar, nede engeller senin gücünü asla tüketemeyeceğini düşünür öyle kendinden emin umutlu yol alırsın. Ta ki bir gün gelip iki taraftan biri yorulana kadar. İşte o yorgunluk, birlikte yürünen yol üstünde, karşılaşılan engel ve zorluklara karşı, hata yapma paylarını arttırır. İlk zamanlar görmemezlikte

Kitap Tanıtım Yazısı : Her gün daha çok büyüyen kentin, büyüyen kaosunda, büyümeye uğraşanların bir özeti Atilla. Aile ve mahalle baskısı 'klişeleri' de tüm hayalleri sakatlar. Gelecek korkusunun sınır ötesinde giderilebileceği fikri de yerinde tüketilince tutunacak ne kalır? Zaten oluşturmakta hayli zorlanılan ülke, okul, maneviyat, aile... Aidiyetlerin son kırıntılarının da buharlaşıvermesi yabancılaşmayı kaçınılmaz kılar. Kendinden bile. Anlam yok oluverir. Kendininki de. Kendini kendinden çıkarırsan kal

Kitap Tanıtım Yazısı : Küçük yaşta başlamıştı Beyzan`ın yolculuğu. Kaleme alınamayacak kadar zor ve karışık. Gerçekligi beyaz, kelimelerle aksedemeyecek kadar siyaha ve yalana dolanmis zehirli bir sarmaşık gibi Takii beyaza giden yolda maviyi, Mavi`sini görene kadar. Matruşka bebekleri açarak, elekten geçirmeye çalıştığı hayatında; Çıkarttı heybesinden dinamiti patlattı ve tozu dumana kattı ne varsa/ne yoksa. Geri çekildi ve Çınar Ağacına yaslandı, elinden tuttu sanki o ağaç ve kaldırdı ayağa. Mavi`si sevdi

Mesela ölüm adil mi diye soran acem şairini soruyorum Tanrı ya, Oysa ölümün adil olması için hayatın adil olması gerek. Ya da bazen şöyle diyorum Tanrı ya ve haklısın diyor, (insanlara yaşattıklarımızın Tanrı ile bir ilgisi yok). Ya da iyi bir adam olmak bizimle ilgili değil insanların zihnine soktuklarımızla ilgili diyorum Ve gülmenin de garip bir eylem olduğunu düşünüyorum ve bazen beceremiyorum bunun seninle bir ilgisi var mı diyorum Tanrı ya yok diyor. Ve insanların beni anlamadıkları düşündüğümü d

Mesut Kızıldağ; 1 Nisan`da Malatya`da dünyaya gözlerini açmış ve belki de doğum gününden olsa gerek hayatın acı-tatlı şakalarına maruz kalarak bugüne kadar gelmiş. Yazarın Son Dem isimli bu bu çerez tadında trajikomik biyografik romanında kimi zaman kahramanımızın hayatından kesitlere gülecek, kimi zaman üzülecek ve düşünecek ama her zaman çok keyif alacaksınız. ...İnsan hata yapmalı, hata yapmaktan korkmalı çünkü olgunluk dediğimiz şey; geçmişten bugüne yaptığımız hataların bütünüdür. Koşmak gibi bir şey b

Ayırt etmeksizin yüreğimden kimseyi, beklenti yüklenen her ne varsa yarınlara , gerçekleşmesini diliyorum adınıza. Başucunuzda ve gönlünüzde yer edinmesini umduğum kitabımı oluşturan dizelerim artık biraz da sizlere emanet . Siz edebiyat dostlarının hassasiyet göstereceğini biliyor, sevgiler sunuyorum.

Ey sevgili ben ölünce bitmez ki sevdam taşırım ötelere. Kuşlar ölür kanatlarıyla gömülür. Ah sevgili ne vardı ellerin kaçan uykularımı okşasaydı sabahsız gecelerde Ah sevgili daha nem olacaktın . sebeb-i derdimsin işte.

Külliyen yalan olan aşkların, Küllerinden yeniden doğma hikayesi... Tıpkı anka misali... Yeniden doğmak için ölmek gerekir. Seni yakan o ateş elbet sönecektir. Küle döneceksin. Ama o küller yeniden doğuşun olacaktır. Unutma, bazı sonlar s'onsuzluğun başlangıcıdır. Bazı aşklar onsuzluğun başlangıcıdır.

Gözlerinden iki durak ötedeyim. Geri dönüş yok artık iç çekişlerinin olduğu keşkelerine. Ve öyle bir yanılış ki bu, kendini öldürsen beynimin içerisinde çürüyene kadar yaşayacaksın...

Hayat ertelemeye gelmez. Pek çok kez yapacağımız şeylerden sürekli vazgeçeriz. Umudumuzu kırmak bize göre olmamalı. Ayağa kalkmaktan hiç vazgeçmemeli, hayatı korkarak yaşamamalıyız. Yoksa sürekli oturmaya ve kendimizle çelişmeye, kendi kendimizin canını sıkmaya devam ederiz. Ama hayat bu değil. Ama hayatımız böyle olmamalı. Başkalarının hayali bizim hayatımızken, umudumuzu kesmek bize yakışmaz. Hem de hiç!