Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 103 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2
İnsan, yalnızlığı idrak etmek için şiir ya da roman yazar, bilirsiniz. Ve yalnızlık, insana inanın her şeyi yaptırabilir. Belki de sırf bu yüzden dünya üstünde işleyebileceği en büyük günahı işler ve yazdıklarında onlarca insanı öldürebilir. Onlar gerçek değiller, diyeceksiniz ya, demeyin. Belki sadece hayaldir, belki de rüya; hatta belki de her ikisi birden. Hadi daha ileriye götürelim ve diyelim ki gerçeğin ta kendisidir onlar. Hiçbir gerçeğin olamayacağı kadar gerçektirler hem de. Çünkü bilirsiniz, hayal
20 TL.
Tükendi
Her sınıfta, her okulda göçmen, Almancı çocuklar vardı demek. Garip çıbanlar... Yazları ailelerinin gelmesini bekleyen, geldiklerindeyse yaşamlarının akışı değişen, kesintiye uğrayan, bir aylığına analı- babalı olmanın ayrıcalığına kavuşan ama çoğunlukla bu anne-babayı nereye koyacağını bilmeyen yaz çocukları. En çok da temmuz çocukları. Arada kalmış bir kuşak, Almancıların ikinci kuşağı. Aşklar, tereddütler, küçümsemeler, kollamalar, kardeşler, çocuklar, anneler, memleketten gelenler, emlekete dönenler...
38.5 TL.
Tükendi
Paçalarımı sıvamışım, ayaklarım çıplak. Yürüyorum. Islak deniz taşları serinletiyor tabanlarımı. Burnuma keskin bir yosun kokusu vuruyor. Kokuyu sen de alıyor musun? diye soruyorum yanımdakine. Sonra bir bakıyorum, kimsecikler yok etrafta. Rüzgâr şiddetini artırıyor. Uzaklardan, çok uzaklardan, sararmış bir gazete sayfası düşüyor ayaklarımın dibine. Eğilip alıyorum onu. Gözüme takılan ilk haberin manşetini okuyorum... Kötü kaderli güzeller güzeli çocuğun eski fotoğrafı. Dönmeyen topaç. Kopuk güvercin kafası
155 TL.
Tükendi
Radyonun sesi duyulmaz, bağ evinin ışığı görünmez olunca ara ara duyulan kesik inlemeler geldi kulaklarına. Fikret korktu. Bok vardı gecenin bu saatinde bu saçmasapan şeylere kalkışacak, hem de iki şişe büyüğü gözünün yaşına bakmadan bitirmişken. Sesi Hilmi de fark etti. ?Hocam, bu hayvan inlemesi mi, birileri iş mi tutuyor yoksa bağlık arasını bulmuş da? diye sordu. Hocam diyerek ikisini de ortalamaya çalışmıştı. ?Baykuştur, dedi Koço. ?Bazı baykuşlar böyle inler gibi ses çıkarır, korkmayın, Hilmi bozuldu,
31 TL.
Tükendi
Geçmişle geleceğin arasında sıkışmış, yanıtlarını veremediğim sorularla boğazıma sarılmış azaplı bir şimdiki zamanı yaşıyorum. Video kaseti bir daha aldım elime. Ne bir yazı, ne de işaret. Üzerime doğrultulmuş bir silah gibi küstahça meydan okuyor. Karanlık, bilinmezliğin rengi... Perde! diyen bir kâbus, posta kutusunda bir zarf, bomboş yollar, iç karartıcı binalar, erkek kardeşliği, muammalı bir kız... X-Files ve flanörün seyir defteri... Öldüren Şehir, her zaman farklı hikâyeler anlatan Ömer Ayhan'ın ilk
28.5 TL.
Tükendi
İster inanın ister inanmayın, burada anlatılanların hepsi gerçektir. Hikâyelerde yer alan almayan bütün kişi, kurum, kuruluşlar, tarihler, toplumsal sistemler, ülkeler, hayvanlar, olaylar ve mekânlar daha da gerçektir. Hiçbirinde hayal ürününün kırıntısı dahi yoktur. Cem Uğur, faillerinin bile anlatmaktan çekindiği konuları ustalıkla eklemleyip bir resmî acılar geçidi izletiyor Barbarlar Zamanı'nda. Sergerdesi, eşkıyası, soğuk suyu bol memleketin; Mamekiye, Dersim ya da Tunceli'nin dağ çiçekli, çıbanlı, çok
7 TL.
Tükendi
M. o akşamüstü, göğsündeki garip sızıyla geçmişi olmayan, anısız bir güne uyandı. Belleğiyle gözlerini açtığı anın arasına yerleşmiş, kendini bir varlık olarak kavramasına engel olan bir boşluğun kıyısındaydı. Nedenini bilmeden titriyordu: Saat altıydı; küçük bir bavul, uyanır uyanmaz yolculuğa çıkacakmış gibi ayaklarının dibinde duruyordu. M. bir sabah, neden yaptığını, nereye varacağını bilmeden garip bir yolculuğa çıkıyor. Trenin ritmik ve yeknesak gürültüsü içinde M., bölüm bölüm geçmişe gidiyor. Yaşam
209 TL.
Tükendi
Karanlığın, yılankavi sokakların, demkeşlerin, paranın hüküm sürdüğü Galata'nın, karın deşip boğaz kesen, husye burup göz çıkartan hikâyelerin, zagon üzerine öttürenlerin, bahtsızların, yolcuların, rüya görenlerin, maceracıların şehrindeyiz. Uzun İhsan Efendi'nin yedi iklimde, dört bucakta, yeraltında ve yerüstünde gezinen dünya atlasında... İhsan Oktay Anar'ın unutulmayan ilk romanı Puslu Kıtalar Atlası, bu defa İlban Ertem'in masalsı çizgileriyle çizgi roman olarak karşımızda. Beş yıl süren, kolay anlatıl
55 TL.
Tükendi
İki yüzyılın büyük bir gürültüyle bir araya geldiği yıllarda, dünyanın en kalabalık kıtası ile dünyanın en zengin kıtasının birleştiği bir ülkede İbrahim adında biri yaşadı. ...Ve yok oldu. Evet, ortadan kayboluverdi. Meçhul'de Gaye Boralıoğlu, korunaklı sitelerin, yüksek plazaların, lüks kafelerin olmadığı öteki dünyada İbrahim'i arıyor. Daha karnına düştüğü anda bu oğlanda bir acayiplik olduğunu anlamış olan annesine, onu koynunda uyutan ablasına, askerdeyken hakikatle ilişkisi sallanmaya başlamış ağabeyi
164 TL.
Tükendi
Tekrarlıyorum: Suçsuzum; tıpkı sizler gibi. Suçluysam bile, unutmayın, en çok sizinki kadardır bu... Hiçbir hayatın başrolünü oynamaya kalkışmadım; kendiminkinin bile... Bu durum beni ne utandırıyor, ne de görevini savsaklayanlara özgü o üstü örtülü suçluluk duygusuyla yüklüyüm. Yüz: 1981'in kahramanı yüzsüz, isimsiz, bencil ve hazcı, ne yaptığını bilen duyarsız biri... Cinsel ilişkiyi aşka yeğleyen, gamsız, herkes kadar suçlu ve suçsuz biri... Dört kadının arasında dolaşıyor. İçki ve karabasan, hastalık ve
277 TL.
Tükendi
Haliç Köprüsü'ne doğru yürüdüm. Erkekler eskiden olduğu gibi sokakta yine apış aralarını kaşıyorlardı. Köprünün yanındaki vapurlar güneşte parıldıyordu. Haliç Köprüsü'nün üzerinde yürüyen insanların uzun gölgeleri her iki yandan vapurların üstüne düşüyor ve beyaz gövdeleri boyunca ilerliyordu. Bazen bir sokak köpeğinin ya da bir eşeğin gölgesi de oralara vuruyordu, beyaz üzerine siyah. 'Emine' Sevgi Özdamar, Almanya ile Türkiye arasında salınarak ve kültürlerin kendi uçurumlarında mekik dokuyarak dünyanın e
228 TL.
Tükendi
Sende bu ad oldukça istersen sıfır numara kel, istersen at kuyruklu olurum. İnce bıyıklı, tek dişi altın olurum. Meftun olurum, meczup olurum. Uzaklara bakarım, çıtımı çıkarmam. Nasıl söyleyeceğimi bilmem, susarım. Susmak üzerine konuşmak gerekse, beni çağırırlar, oturur susarım. Dolmabahçe saat kulesiyle, Çırağan Sarayı ile konuşurum. Duvarlara yazılar yazarım gizli gizli: 'Albayım beni Nezahat ile evlendir'. Bahtının rüzgârına kapılmış giden bir adam, Kahraman'ın El Kitabı'nda denenmiş ama foslamış olanı
113 TL.
Eğildi köpeklerin paylaşamadığı şeyi aldı yerden Basri. Almasıyla da elinden yere atması bir oldu. Sesinin soluğunun kesildiğini fark etti. Saç tellerinden ayak tabanına kadar bir yel geldi geçti üstünden. Epeyce bir zaman telaşla soluyup tekrar eğildi, eline geçirdiği bir sopayla dürteledi paçavrayı. Bu bir insan eliydi. Tohumu, toprağı, yağmuru yaşı, kıtlığı, küslüğü, askerliği, Nergis'i konuşan erkekler. Uğunan kabayel, hırıltılar, çırpına çırpına uçan gece kuşları, iğde dalı gibi salınan arzular, havlay
23.5 TL.
Tükendi
?Demokrat Partili belediye başkanı sokağa bir kamyonet getirtti. Orada millete süt tozu ve Amerikan peyniri dağıttırdı. Gittim, tenceremi uzattım, tencereyi süt tozuyla doldurdular, sonra tencereyi gözlerinin önünde sokağa boşalttım, sonra sokak köpeklerini çağırdım. ? Karabaşlar geldi, süt tozunu bir kokladı, iki kokladı, sonra gittiler.? ?Emine? Sevgi Özdamar, evlere sokaklara uğruyor, dillere dolanıyor, o büyük evde, uzun koridor boyunca girip çıktığı odalardan bir Türkiye panoraması çıkartıyor. Kırklı y
232 TL.
Tükendi
?Belki de ben çocukken dinlediğim masallara fazlaca kanmış biriyim... İki kardeş vardır, yol ayrımında biri kuru yoldan gider, biri bataklık yola sapar... Kuru yola giden eli boş döner, hemen anlatılıp geçiştirilir onun macerası, bataklığa sapan yoluna devam eder ve elinde sihirli bir şeyle geri dönen de o olur. Ben de masallardaki gibi iyi kitabın aklın gitme dediği yere gidilerek bulunabileceğine inanıyorum.? Pelin Özer, onunla bir arada yaşayarak, konuşmalarını sessiz bir gölge gibi dinleyerek, Latife Te
26 TL.
Tükendi
Onun benden özür dilemesi, özrümü kabul etmek zorundasın anlamına geliyordu. Sahtekârca, hiçbir samimiyeti olmayan bir özür, hani. Onu affetseydim ben de aynı sahtekârlığı giyinecektim. Düşünsene, affetmediğim için ben suçlu olacağım. Dönüp ona, seni affetmediğim için beni affet diyeceğim neredeyse. bir defter: İç döken, hatırlayan, nedamet getiren, anlamak ve anlatmak isteyen satırlar... Nuru Gardaş, Benjamin Ağabey'i anlatıyor. Cavidan okuyor, kadınlar konuşuyor. Gurbet yollara düşüyor. Utanan, bağışlayan
123 TL.
Yangın, yeraltında sinsice uyuyan bir siyah pars gibi, huzursuzluğu her an hissedilip de geldiği kesin olarak söylenemeyen bir deprem gibi, yeryüzünün her köşesini ve bucağını hem ayrı ayrı, hem hep bir anda yokluyor. Herkes ölüyor. Kimi hızlı kimi yavaş... Camlar patlıyor yangın sıcağıyla. Toprağın altı da yerin üstü gibi kaynıyor. Cübbeliler gerekeni düşünüyorlar. Kan kırmızı, koyu. Gidiyorsan ben de geliyorum, diyor kız kardeşi. Duvarlar, çöp şehirler. Yerliler, romantikler, siviller... Kontroller. Renkl
7 TL.
Tükendi
Oğlan, kızın yolunu bekliyordu pencerenin önünde. Kız, susuz toprakların hiç tanımadığı, alışınca da vazgeçemediği bir su gibi akarak geliyor; pencereye, gün boyu beklenmiş bir gülücük taktıktan sonra ardında çiçek kokuları bırakarak karşıdaki köhne eve giriyordu. Sonra bahçe akşama yakalanıyordu. Serin gecenin içinde kayan taşra otobüsleri, şehri bilen hemşeriler, alacakaranlık bakan adamlar, eskisi gibi olmayan gökyüzü, yorgun düşmüş ameleler, kum taşı, harç kar, tuğla getir Şoseler, çıtır çıtır konuşan s
161 TL.
Tükendi
Milliyetçi Cephe, Uzakdoğu'da bir liman, İzmir'de bir yetimhane, 12 Eylül'de bir darbe... Korkut, Sedat'ı arıyor. Savcı soruyor, birileri anlatıyor. Ferzan büyülüyor. Bıçak yarası. Mırıltılar, uğultular, itiraflar. Herkes çektiği acının kölesi. Kurtulmak, unutmaya çalışmak... Sır yok. Hepimiz insanız Mehmet Eroğlu, devrimci eylemcilerinin dünyasını anlatmayı sürdürüyor. Ağır yaralı, hüzünlü, öfkeli, ölmeye hazır, romantik kahramanlarının savaşını ve aşklarını ustalıkla resmediyor. Yine de yapabileceğimiz,
199 TL.
Tükendi
Deprem oluyor galiba, dedi genç kadın, sevgilisini iterek. Başını döndürmüş olmayayım. Genç adam gülüyordu. Sevgilisi ise ciddileşmişti. Hiç komik değil, bina sallandı. Canım, dedi adam. İskele sallanmıştır belki, depremse bile hafif bir depremdir. Off, dedi kadın. Bugün değilse de yarın öbür gün, deprem olacağı kesin. Eh yani, dedi adam. O kadarını biz de biliyoruz. Yakup, Börklüce'ye bakıyor, Alnico kimim ben diye soruyor. Lida'nın gülünce gözleri parlıyor, Artin Bey, Fedora'ya el sallıyor. Nehir uzun, ço
118 TL.
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 103 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2