Türkçe Dersi Öğretim Programına uygun olarak hazırlanan bu kitap sekiz bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde çocuğun ilk kazandığı beceriler arasında yer alan dinleme ve konuşma üzerinde durulmuş ve bu becerilerin etkili bir şekilde kullanılarak, geliştirilmesi sürecinde nelere dikkat edilmesi gerektiği vurgulanmıştır. İkinci bölümde okuma ve okumanın doğası üzerinde durularak çeşitli okuma yöntemleri irdelenmiştir. Üçüncü bölümde yazma ve önemine değinilerek sürece dayalı yazma detaylıca açıklanmıştır. Dö

İki binli yılların yaşandığı şu günlerde ülkemiz zorunlu eğitim uygulamalarının kabul edilebilir yeterlik ve düzeyde olduğunu söylemek güç olmaktadır. Türkiye ilköğretim düzeyinde azımsanmayacak sayıdaki okullarında birleştirilmiş sınıfl ar gerçeği ile yüz yüzedir. İlköğretim kurumlarında görev yapacak olan öğretmenler, hizmet öncesi eğitimleri sürecinde gerekli niteliklerle donanık olarak yetiştirilebilmelidirler. Öğretmen adaylarının sahip olmaları gereken nitelikler içerisinde birleştirilmiş sınıf

Yazarlar: İsmail Acun, Hamza Akengin, Bahri Ata, Nurdan Z. Baysal, İsmail H. Demircioğlu, Ahmet Doğanay, Mehmet Gültekin, Yücel Kabapınar, Tuğba Yanpar, Şefik Yaşar, Selma Yel, Kaya Yılmaz İnsanlık tarihi boyunca meydana gelen büyük siyasal, sosyal, ekonomik, kültürel vb. kırılmalar, eğitim sistemlerinin dayandığı değerler dizisini de köklü bir biçimde değiştire gelmiştir. XX. yüzyıl sona ererken, Bilişim Devrimi diye adlandırılan bilginin üretim ve erişim hızında meydana gelen baş döndürücü gelişmeler ve

Günümüzde geçerli olan eğitim sistemi, okuyan, inceleyen, düşünen, tartışan, sorgulayan insan yetiştirmeyi hedeflemektedir. Bu amaçla problem çözme gücüne sahip olma ön plana geçmiştir. Herkesi, özellikle eğitim sürecinin başındakileri bu güce ulaştırmayı amaçlayan ve ciddi bir araştırmaya dayanan Matematik Problemlerini Çözebilme Yöntemleri adlı eserin bu alanda çaba harcayanlara yararlı olacağına inanıyorum. Prof. Dr. Mürüvvvet BİLEN Atatürkün ulusumuza gösterdiği en temel Çağdaş uygarlık düzeyinin üst

Yazarlar: Gülçin Güven, Kadriye Efe Azkeskin, Zeynep Erdiler, Derya Şahin, Burcu Ülke Kürkçüoğlu, Semra Şahin, Hatice Bakkaloğlu, Selmin Çuhadar, Elif Dağlıoğlu, Serap Erdoğan, Dilek Ace,r Müge Şen, Tülin Güler, Sema Batu Özet: Doğum öncesi dönemden başlayarak doğum sonrası ilk yıllardaki gelişimin hızı ve önemi, bilimsel araştırmalar ile ortaya konmuştur. Çocukların sağlıklı büyümesi ve uygun gelişimsel uyaranlar alması erken çocukluk dönemi olarak adlandırabileceğimiz 0-6 yaş döneminin ileriki yaşamın t

Hali hazırda, üç boyutlu öğretim materyallerinin tasarım ve yapımı konularında öğretmen adaylarına fikir verebilecek, örnek rehber materyal alternatifleri sunabilecek kaynaklar yok denecek kadar azdır. Hazırlanış amacı bu ihtiyaçla birlikte ortaya çıkan bu eser, eğitim fakülteleri öğretmenlik programlarında yer alan Öğretim Teknolojileri ve Materyal Geliştirme/Tasarımı derslerinde istenilen, üç boyutlu ürün materyallerinin oluşturulmasına yönelik olarak hazırlanmıştır. Öğretmen adaylarına büyük katkılar sağ

Öğretim ortamlarında belirlenmiş olan hedeflere ulaşmak amacıyla birçok öğretim/öğrenim etkinliği gerçekleştirilir. Bu etkinliklerin gerçekleştirilebilmesi için birtakım araç-gereçlere gereksinim duyulmaktadır. Bu araç-gereçler kendi içerisinde çeşitlilik gösterebilmektedir. Buna karşın öğretim ortamlarında kullanılan araç-gereçlerin kullanılma ağırlıkları/oranları birbirine eşit değildir. Öngörülebileceği gibi, en yaygın olarak kullanılan araç-gereç olarak karşımıza ders kitapları çıkmaktadır. Dolayısıyla

Türkiyede, eğitim faaliyetleri içerisinde Sosyal Bilgiler Öğretimi alanında son yıllarda hızlı ve etkili bir çok çalışma yapılmıştır. Bu çalışmalar sosyal bilgiler öğretimini güçlendirdiği gibi, sosyal bilgiler öğretiminin bilinen anlamlarının dışında farklı anlamlara sahip olduğu ve üzerinde hassaslıkla durulması gereken bir alan olduğu da ortaya çıkmıştır. Sosyal bilgilerin sosyal bilimler disiplinlerinin yanında diğer fen ve sağlık bilimleri alanları ile de ilişkilendirilme yapılabilme özelliği de göz ar

Tarihinin hiçbir döneminde insanların aşırı hareketleri, dünyayı bu şekilde bunaltmamıştı. Küresel sorunlar sarmalı içinde hayatımızı sürdürmeye çalışıyoruz. Aynı zamanda geleceğe katlanarak devam eden sorunlarda taşıyoruz. Dünya nüfusunun yaklaşık kırk sene sonra 9 milyara çıkacağı düşünülürse, eldeki bilgi potansiyeli ile bu sorunları çözmek zor olacaktır. Dünyanın yaşam kaynaklarının hangi baskı çeşitliliği içinde kaldığını, küreselleşmenin; sorunların değişim ve dönüşümde oynadığı rol oldukça geniş ç

Bu kitap Kınalızâde Ali Efendinin Ahlâk-ı Alâî adlı klasik eserinin günümüz sosyal bilgiler eğitimi çerçevesinde a) Vatandaşlık Eğitimi, b) Değerler, c) Öğretim Yöntemleri d) Eğitimin İçeriği, e) Öğretmenlik Mesleği ve Disiplin, f) Mesleki Eğitim gibi kategoriler bağlamında nasıl okunabilir? sorusunu yanıt niteliğindedir. Kınalızâde Ali Efendi, Ahlâk-ı Alâî yazmayı 21 Eylül 1565 tarihinde bitirdiğine göre 2015te bu eserin yazılışının 450. yıldönümünü kutlayacağız. Umarız, elinizde bu kitap, pek çok

Öğretim belli bir amaçla, bir program ve plan dahilinde, bireylere gerekli bilgiler, beceriler, olumlu davranışlar, iyi alışkanlıklar kazandırma, yeteneklerini geliştirme, kişiliklerini oluşturma, hayata hazırlama olarak tanımlanmaktadır. Okul öncesi eğitim dönemindeki çocukların gelişimsel özellikleri dikkate alındığında onlara sunulan öğrenme fırsatlarının önemi daha da iyi anlaşılmaktadır. Bu dönemdeki çocukların planlı, programlı ve farklı yöntem- tekniklerin bir arada kullanıldığı etkinlikler aracılığı

Bu yapıt, öğretmen adayları ile halen öğretmen olarak çalışanlar için hazırlanmıştır. Milli Eğitim Bakanlığı, ilköğretim okullarında okutulan dersler için hazırladığı yeni öğretim programlarında yapılandırmacılık ve çoklu zeka kuramı uygulamalarını öğrenme sürecinin merkezine almıştır. Eğitimde çoklu zeka uygulamalarının sistem içinde yaygın bir şekilde kullanılmaya başlanması bu yapıtın ortaya çıkma gerekçesini oluşturmuştur. Kitap, kuram ve uygulama olmak üzere iki temel boyut üzerine kurgulanmıştır. Eğ

Bilindiği üzere bilgi ve eğlence çağını birlikte yaşamaya başladığımız bu dönemde, bunu eğitime de yansıtabilmenin yollarından biri öğrencilerimizin ilgisini çekecek, ihtiyaçlarını karşılayacak, işlerine yarayacak bilgileri ele almak; diğeri ise kendilerini ifade edebildiği, öğrenirken eğlendiği yöntem ve teknikleri kullanmaktır. Bu yöntem ve tekniklerden yoksun öğrenme ortamlarında oluşan boşluklar, istenmeyen öğrenci davranışlarına, sınıf yönetiminde ve iletişiminde problemlere, zararlı alışkanlık ve

Hizmet içi eğitim bütün örgütler için vazgeçilmezdir. İşe alınan adaylardaki beceri yetersizlikleri, teknolojideki hızlı değişme, örgütlerdeki iş yapısının değişimi, yeni ürün ve hizmet üretilmesi gereği eğitimi zorunlu kılan birkaç neden arasındadır. Uygulamacıların örgüte katkıları doğrudan yaptıkları işle olurken, yöneticilerin katkıları astlarına yaptıkları katkılar üzerinden olmaktadır. Bu nedenle tüm kamu ve özel sektör kurumlarında her alan ve kademedeki çalışanlar için hizmet içi eğitim zorunludur.

Hayatınızda yemek yemenin ne kadar önemli bir yer tuttuğunu hiç düşündünüz mü? Şöyle bir genelleme vardır:Biz insanlar ikiye ayrılıyoruz: yemek için yaşayanlar, yaşamak için yiyenler. Hayır, ben bu görüşe katılmıyorum. Düşündüm ve şuna karar verdim. Biyoloji kitaplarına biz insanları diğer canlılardan ayıran bir vasfımız daha yazılmalıdır İnsanlar yemek için yaşayan canlılardır.

Türkiye Türkçesinin mükemmel bir dil bilgisini yazmak öteden beri ulaşılması gereken bir hedef olarak Türk Dili araştırmacılarının önünde durmaktadır. Dil ile ilgili tartışmalı olan çeşitli sorunları çözmek/çözüm önerileri getirmek, yanlışlıkları düzeltmek, eksiklikleri gidermek; artık geleneksel dil bilgisi anlayışının gerektirdiği salt biçimci ve kuralcı bir yaklaşımla mümkün ol(a)mamaktadır. Meseleleri aydınlatmak için özellikle dil içi (edimsel) ve dil dışı (sosyal) bağlamların dikkate alınarak, tahlil,

Kavram ve terimlerle düşünür, fikir yürütür, iletişim kurarız. Pek tabii ki düşünme, akıl yürütme, iletişim kurma gibi süreçlerin hayata geçirilmesi için de kavram ve terimlerde ortaklaşma olmalıdır. Bu ortaklaşma, bir taraftan aynı olay ve oluşumlarda aynı kavram ve terimlerin kullanılması, öte yandan da bu kavram ve terimlere aynı - benzer anlamların yüklenmesiyle oluşur. Bu bağlamda toplumda belli alt kültür ya da grupların, kendilerine özgü kavram ve terimler, diğer bir anlatımla bir terminoloji oluştur

Türkiyenin Avrupa Birliğine adaylık süreci 50 yılı aşkın bir dizi aşamalardan geçmiş, zaman zaman kesintiye uğramış, ancak gelişerek günümüze kadar ulaşmıştır. Avrupa Birliğine adaylık sürecinde pek çok konuda olduğu gibi eğitim konusunda da Türkiyenin önünde oldukça uzun bir yol olduğu görülmektedir. Eğitim ve kültür konuları ABne üye ve aday ülkelerde en özgün ve serbest alanlardandır. Eğitimde başta yapısal değişiklikler olmak üzere, örgün ve yaygın eğitimde pek çok ortak çalışma ve projeler hayata geçi

Son 10-15 yılda tüm dünyada okula hazırbulunuşluk, ilköğretime geçiş, daha genel bir ifade ile okul olgunluğu konusu giderek önem kazanmaya başlamıştır. Çocuğun bir sonraki öğretim basamağını başarabilmesi için gerekli ön yeterliklerin kazandırılması, okul ve yaşam başarısını etkilemesi açısından her geçen gün daha önemli bulunmaya başlanmıştır. Bu açıdan ilköğretim kademesine hazırlanması için okul öncesi dönemde evde ve okulda yapılacakların bilinmesi de daha dikkati çeker hale gelmiştir. Kitabın amacı, o

Her okuma, aslında yeni bir anlamlandırma demektir. Anlamlandırma sürecinde metin üreticisi konumundaki yazar kadar, metin çözücü olan okur da etkin bir rol üstlenebilmektedir/üstlenmelidir. Yazarın bilgisi, birikimi, dünya ve sanat görüşü elbetteki metnin üretimi aşamasında belirleyicidir. Bir metnin dilsel anlamda üretimi tamamlandıktan sonra, sıra artık o metni okuyacak/dinleyecek, yeniden anlamlandıracak, inceleyecek, eleştirecek kişiye gelmiş demektir. Metnin anlaşılabilmesi için; metni üreten yazarın