Türkiye Sözlüğü´nde, siyasal ve toplumsal hayatımızın temel bilgilerine yer verilmiştir. Bu bilgileri doğrudan aktarabilmek için belli bir sıra ve yöntem takip edilmiştir. Türkiye ile ilgili genel bir giriş bölümünün ardından Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerini kapsayan bir kronoloji hazırlanmıştır. Sözlük bölümünde, Türkiye tarihinin dönüm noktaları merkeze alınarak siyasal, ekonomik, toplumsal ve kültürel yaşam tasvir edilmiştir. Bu bölümdeki maddelerde, özellikle partiler ve politikacılar, kurum ve kuruluş

Lenin´in Devlet ve İhtilal´i varsa, bizim de Devlet ve Hürriyet´imiz var... Tekeliyet dizisi, teorik bölümleriyle, Yalçın Küçük´ün Tekelistan´la başlayan sabetayizm tartışmalarına bir ara verip yeniden ekonomi politiğe ve siyaset bilimine döndüğü ilk çalışmaydı. Ancak eski edisyonunda teorik bölümlerle güncel sabetayizm analizleri birlikte, dağınık ve farklı ciltler içinde basıldığından uluslararası önemdeki teorik içeriği gereğince ön plana çıkmadı. Şimdi Salyangoz Yayınları´nın yeni edisyonunda, Yalçın

Kapitalizmin kendini varetme koşulları aynı zamanda kendi mezar kazıcılarını da eğiten bir süreç yaratmıştır. Marxtan başlayarak bugünün filozoflarına ve siyaset kuramcılarına uzanan dönemde defalarca dile getirilen bu durum, John Holloway tarafından eylemek fiilinin çevresinde yeniden örülürken, iktidar ve güç sahiplerinin bireylerin yaratıcı potansiyelleri üzerinde kurduğu baskıyı, bu baskının yeniden yaratma ve yarattığına sahip çıkma kabiliyetini nasıl sekteye uğrattığını, yapma gücünün yaptırma gücüne

Fransa´daki Lutte Ouvrière´in (İşçi Mücadelesi) önderlerinden olan ve en son 2002 yılında yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yüzde 5´in üstünde oy alan Arlette Laguiller, bu kitabında ömrü boyunca uğruna mücadele ettiği komünizmi anlatıyor. Laguiller´e göre, bu dünyada komünizm kadar aşağılanmış, eleştirilmiş, iftiraya uğramış başka bir düşünce sistemi yoktur. Yıllardan beri, komünizmin öldüğünü ilan eden onlarca kitap basılmakta, bir o kadar da makale yayınlanmaktadır. Bu iddia için en kolay sarılınan b

Francis Fukuyama'nın Tarihin Sonu başlıklı makalesini yazmasından ve insanlığın toplumsal ve siyasal evriminin sona erdiğini ilan etmesinden bu yana on altı yıl geçti. Bu on altı yıl boyunca yaşananlar, liberalizmin savunucularını da kapsayan geniş bir düşünce yelpazesinde yer alan herkese en azından tarihin sona ermediğini, insanlığın eşitlik ve adalet arayışının tükenmediğini göstermiş olmalı. Öyle ki, Fukuyama'nın ünlü yazısının ortaya çıktığı 1989 yazından bu yana gerçekleşen ve hiçbir tarih yorumcusunu

Karşılaştırmalı Siyasal ve Yönetsel Yapılar, kamu yönetimi disiplinin başlıca dallarından biridir. Kısaca Karşılaştırmalı Kamu Yönetimi olarak ta adlandırılan bu alan son yıllarda kuramcıların ve uygulamacıların ilgisini daha çok çekmektedir. Ancak artan ilgiye ve konunun global konjonktürde yükselen önemine karşın, bu alanda yeterince çalışma yapılmamıştır, özellikle Türkiye açısından değerlendirildiğinde, kamu yönetimi olgusunu ülkelerarası karşılaştırmalı analizlerle ele alan eserlerin çok az olduğu görü

Bu kitap Hugo Grotius'un hukuk ve siyaset felsefesini inceleyen Türkçedeki ilk kitaptır. Siyaset ve huku felsefesi gibi iki ana alanda temel sayılabilecek düşünürlerden bir olan Grotİus'un bugüne kadar Türk Düşünce ve Akademi dünyasınca incelenmemiş olması bir tesadüften öte anlam İçeriyor. Elinizdeki kitapla yazar bir giriş mahiyetinde de olsa bu açığı kapatmayı amaçlamaktadır. Grotİus, Batı entelektüel gelişiminin önemli köşe taşlarından biridir. Her ne kadar kendisi de zaman zaman otoriteryenizm savunusu

Cassirer´in çalışmaları, özellikle söylence (mitos), dil, din, sanat, bilim, teknik, devlet öğretisi ve tarihe yönelik olup o, bu konuları sistematik ve tarihsel bir yaklaşımla işlemektedir. Temel ilgi alanı, insan ve kültürdür. Efsanesi´nde yarım yüzyılı bulan çalışmaların kısa, ama ustaca birer özetini vermeyi denemiştir. Şimdi Türkçe´de tek kitap halinde basılan bu iki yapıt, Cassirer´in "İnsan nedir?" ve "Devlet nedir?" sorularına yanıt arama girişimi örneklenmektedir.

Siyaset Bilimine Giriş adlı bu kitapta siyaset biliminin içeriğine giren konular, bir bütün oluşturacak biçimde, siyaset bilimi ile Anayasa ve siyasal kurumlar olmak üzere iki bölümde ele alındı.

Üçüncü dünya ülkeleri hakkında, usta bir kalemin elinden çıkma, kapsamlı bir inceleme. Üçüncü dünyanın ortak sorunu olan siyasi, iktisadi ve toplumsal az gelişmişliğe ayna tutan bu araştırma, bir yandan da üçüncü dünya ülkelerinde yaşanan gelişmeleri anlaşılır kılan isabetli bir kuram ortaya koyuyor. Metinde değinilen konular arasında; din, kültürel çoğulculuk, etnik çatışmalar, kadının gelişmedeki rolü, kırsal kesimde yaşanan değişimler, şehirleşme, devrimler ve ordu gibi konular var. Bu eser; -Modernleşm

Iain Hampsher-Monk´un modern siyasal düşünce tarihi, Hobbes´tan Marx´a büyük siyasal düşünürlerin fikir ve metinlerini inceleyen muazzam bir kılavuz; heyecanla beklenen, ´giriş´ niteliğinde bir kitap... Çoğu öğrencinin belli çalışmaların tarih ve siyasetle ilgili bağlamlarını etraflıca incelemek için yeterince vakti olmadığını gören Hampsher-Monk, bu kitabıyla, okura, temel düşünürlerin metinlerini, entelektüel ve siyasi tarihin daha büyük akımlarıyla bağlantılı olarak konumlandırabilmesi için bir temel s

Her toplumun siyasal kültürünü oluşturan; insan, toplum ve devlet arasıhndaki bağları ve ilişkileri düzenleyen; yazılı olmayan sözleşme metinleri vardır. Bu metinler, yol işaretleri gibi nereye, nasıl gidileceğinin ilkelerini kuşaktan kuşağa aktaran tecrübelerin ürünüdür. Türk toplumsal ve siyasal kültürünün ana felsefesini oluşturan; toplum ve devlet arasında yapıldığına inanılan bir ´Toplum Sözleşmesi´, anayasa metinlerinden daha güçlü ve etkin olarak yaşayan siyasetin kurallarını düzenler. Türk siyasal

Barış, savaş-karşıtlığı, anti-militarizm... Tüm bu kavramlar tarihleri boyunca hep kendi içerdiklerinin dışında anlamlarla donatılmış ve çoğu zaman savunucularının egemen ideoloji tarafından suçlanmasına hatta dışlanmasına yol açmışlardır. Pınar Selek "Barışamadık" ta bu kavramları ve karşıtlarıyla kurdukları çetrefil ilişkileri keskin bir dikkatle analiz etmekte ve toplumun miliarizasyonunda nasıl kullanıldıklarını incelikleri bir biçimde gözler önüne sermektedir. "Barışamadık" barış güvercininin topr

Sosyal inşacılık, Söylemsel psikoloji ve Sosyal temsiller Bireyi, faili, gerçekliği yeniden yorumlayan bu yaklaşımlar Batıda insanları, kendilik bilgileriyle ve tabii ki kendi yerellikleriyle yüzleştirdi. Descartes´tan bu yana soruşturmaların Kâbe´si olan öznenin kendinden menkul, kendinden belirli, kendinden merkezli fildişi kulesi yıkıldı. Özne, diğer özneyi ve ötekiliği, canlı, cisimleşmiş, karşılıklı ilişkili ve kendiliğinden cevap verici bir formda yakalamaya başladı. Ya bu taraf? Bizler de bu

İnsan doğası itibariyle özgür yaratılmıştır. Ancak insan, eylemlerinde ve davranışlarında sınırsız bir özgürlüğe sahip olamaz. Özgürlüklerin, başkalarının hakları ve özgürlüklerini ihlal etmeyecek bir şekilde kullanılması gerekir. İnsanların doğal yaşama döneminden çıkmalarını ve siyasi toplumun egemenliği altına girmelerinin tek nedeni doğal hakların güvence alınmasıdır. Devletin varoluş sebebi, insanın doğal haklarının ve özgürlüklerinin korunmasıdır. Güvenlik, adalet ve yargı gibi hizmetleri üstlenecek

Devlet nedir? Devlete niçin gerek vardır? Devletin ekonomide üstlenmesi gereken rol ve fonksiyonlar neler olmalıdır? Piyasa, etkinlik açısından devletten daha mı başarılıdır? Piyasanın başarısız olduğu anlar nelerdir? Devletin ekonomiye müdahalesi piyasa başarsızlıklarını ne ölçüde ortadan kaldırabilir? Devlete müdahaleleri sonucunda ortaya çıkan sorunlar nelerdir? Devlet niçin sürekli büyümektedir? Devletin büyümesinin sonuçları ve etkileri nelerdir? Devletin başarısızlıklar, devlet müdahalelerinin kaçınıl

Aşkın bir gerçekliği, mistik bir varoluşu, kaderin cilvelerini değil; bizim yaptığımız, geliştirdiğimiz ama sonunda gelip hayatımızı boydan boya belirleyen basit bir olguyu, siyaseti konu ediniyoruz. Tanrı´nın yarattıklarına karşılık, bizim yarattığımız bir dünyadan bahsediyoruz. Öyle bir dünya ki, orada hayatı kendimize zehir edebiliriz, modern çağların kölelerine dönebiliriz; veya tersine barış, huzur ve adalet içinde yaşayabiliriz. Siyaset, barışın, huzurun, uzlaşmanın verimli toprağı da olabilir, baskı

Bu çalışma demokratik ilkelerin, küreselleşme sürecinde geçirdiği evrimin kodlamalarını içermektedir. Türk siyasetinin bir çıkmaza girdiği şu günlerde, demokrasi tanımının global anlamda değiştiği ve yeni yaklaşımların lokal çapta tartışılmadığı gerçeğinden yola çıkarak yeniden yapılanma tartışmalarının siyasal gündeme taşınması gerekiyor. Türkiyenin Avrupa Birliği sürecinde yaşadığı hukuki dönüşümün, yeni siyaset tarzının standartlarını ne ölçüde yükselteceği belirsizdir. Sosyal ve siyasal alanda bir yeni