Birbirinden güzel 10 tane klasikleşmiş, olmazsa olmaz, başucu kitapları... Her biri döneminin en kuvvetli kalemince yazılmış ve her biri insanlık tarihinin en net aynası...

Birbirinden güzel 10 tane klasikleşmiş, olmazsa olmaz, başucu kitapları... Her biri döneminin en kuvvetli kalemince yazılmış ve her biri insanlık tarihinin en net aynası...

Ejderhalar, tılsımlı beyaz boğalar, talihsiz elbiseler, kibar haydutlar ve daha neler, neler… Sizi diyardan diyara sürükleyecek olan dört öyküden oluşan, elinizden bırakamayacağınız eserde, masalların sihirli dünyasında bir yolculuk sizleri bekliyor. Rina Paltrinieri, Nathaniel Hawthorne ve Karel Čapek’in öykülerinden oluşan, dünyanın farklı ülkelerine ait bu müthiş öyküleri okurlarımızla paylaşmaktan mutluluk duyarız.

İnek resmi mi yaptın? Hemen otlat ineğini! Gemi resmi mi çizdin? Bin çizdiğin gemiye, deniz deniz dolaş! Bir uzay gemisi mi? Hemen atla ona ve yıldızlara doğru uç, git! Permyak’ın engin hayal gücü ile donattığı; konuşan masalar, kibirli kargalar, alıngan iplikler gibi karakterlerin öykülerini bulabileceğiniz eğlenceli masalları, siz okurlarımızla paylaşmaktan mutluluk duyarız.

Birbirinden güzel 10 tane klasikleşmiş, olmazsa olmaz, başucu kitapları... Her biri döneminin en kuvvetli kalemince yazılmış ve her biri insanlık tarihinin en net aynası

Birbirinden güzel 40 tane klasikleşmiş, olmazsa olmaz, başucu kitapları... Her biri döneminin en kuvvetli kalemince yazılmış ve her biri insanlık tarihinin en net aynası

Birbirinden güzel 10 tane klasikleşmiş, olmazsa olmaz, başucu kitapları... Her biri döneminin en kuvvetli kalemince yazılmış ve her biri insanlık tarihinin en net aynası... "GÖKYÜZÜNDEN ÖYKÜLER"DE YER ALAN KİTAPLAR

Dünyanın Merkezine Seyahat'e “SEN de OKU” dokunuşu… Jules Verne'in çığır açan klasiği Dünyanın Merkezine Seyahat, çevirileriyle tanıdığımız Ümit Mutlu'nun sözcüklerinde yeniden hayat buluyor; özenli bir edisyonla “SEN de OKU Klasikler” koleksiyonundaki yerini alıyor. Fantezi ve bilimkurgu edebiyatının kilometre taşlarından sayılan eser, dâhice kurgusu ve parmak ısırtan betimlemeleriyle bir buçuk asırdır her yaştan okura “sinemasal” düşler yaşatmayı sürdürüyor. Geçmiş efsaneleri bir pusulanın ucuna

James Oliver Curwood Amerikalı bir aksiyon, macera yazarı ve çevre korumacıdır. Kitapları genellikle Hudson Körfezi bölgesi, Yukon veya Alaska'da geçen maceralara dayanmaktadır. Yazarın romanları, en az yüz seksen sinema filmine esin kaynağı olmuştur. Gizemli Ülke adlı eseri, bir ayı yavrusu ve Mackenzie ırkından bir köpek arasındaki dostluğu anlatmaktadır. Bu iki sevimli hayvanın zorlu ve macera dolu öyküsünü okurlarımızla paylaşmaktan mutluluk duyarız.

Küçük bir köyde yaşayan Pierro’nun, kendi seçtiği kardeşini arama macerasını anlatan eserde; sevgi, dostluk, yardımseverlik, şefkat duygularının, küçük bir çocuğun hayatına nasıl etki ettiği anlatılmaktadır. Pierro ve sevimli köpeği Portos’un, yürüyerek Paris’e gitme yolculuğunu ve heyecan dolu hikâyesini okurlarımızla paylaşmaktan mutluluk duyarız.

Ormanın en güçlüsü kim? Henüz biz değiliz, biliyoruz. Ondan hepimiz korkuyoruz ama bu güçlü de artık çok olmaya başladı. Kimse bir şey yapmayacak mı? Tabii ki yapacak. Onun adı Tavşan Ana.

Doğa öyle güçlüdür ki bizi yorar bazen, hırpalar. Yaşamak hiç kolay değil, sürekli bunu gösterir. Bize yaşamın çok değerli olduğunu öğretir. O asla söz vermez fakat ona bir söz verdiysek tutmamızı ister. İşte böyle başlar doğayla mücadelemiz ve ilk alışverişimiz

Kendimizden memnun değiliz, çünkü… Düşünürsek pek çok neden sıralarız. Kim olmak istiyoruz? Bir başkası olmak yeterince iyi bir fikir mi? Evet, bir çift pabuç olmak hiç kolay değil, kabul. Peki bir çift fare olmak mesela, kolay mı?

Ma-Liyan’ın tek istediği resim yapmak. Bir fırçası olsun ve onunla çizsin, boyasın dursun. Nihayet bu dileği gerçek oluyor, Ma-Liyan, sihirli bir fırçaya kavuşuyor. Gelgelelim, insanların tek bir dileği yok, onlarınki bitmek bilmiyor. Fırçamız sihirli olmasına sihirli ama bütün dilekler de gerçekleşmeli mi?.

Bir kral ne iş yapar? Buyruklar verip ülkesini yönetir. İnsanlara ceza veya duruma göre, ödül verir. Kese kese altın ya da kırk sopa! Peki, krallık bir meslek midir? Bu soruya kesin cevabı Çoban Kızı verir: “Hayır!” Böylece kendine bir meslek arar aşık kral. Hayat kurtaracak bir meslek!

Hepimiz birbirimize sürekli bir şeyler anlatıyoruz. Peki, anlattıklarımızın hepsi doğru mu? Sven’in ağzından çıkan her söz doğru, o yalan söylemeyi bilmiyor. Köyünden ayrılıp doğru yaşayacağı bir yer arıyor. Dereleri tepeleri flüt çalarak aşıyor. Çünkü güzel bir müzik de -aynı Sven gibi- asla yalan söylemez.

Kendimizi biraz beğeniriz, çok beğeniriz ama etrafta cikleyip durduğumuza göre az veya çok beğeniriz. Arkadaşlarımız da bizim gibi olsun isteriz, aynı bizim gibi! Güzel, beyaz serçe de önüne çıkana cikler: “Benimle arkadaş olur musun?” Gri serçeler bu teklife sıcak bakmaz: “Senin rengin beyaz.” Beyaz serçe daldan dala konar, günlerce bunu düşünür: “Arkadaşlık için ne gerekir?”

Kurbağa Roang ve Maymun Kra çok iyi arkadaşlar. Birlikte yapmaları gereken önemli bir iş var ama bir türlü işe girişemiyorlar. “Bu güzel günde çalışmayalım, sonra çalışırız. Günler çuvala girmedi ya,” diyor Maymun Kra. Sonunda, olan gene onlara oluyor. Sahi, çuvalda değilse bu günler, neredeler ki acaba?

Su hayattır. Can çekişen doğa, Nyeri’nin cesaretiyle yeniden hayat bulur ve çağıl çağıl sularına kavuşur. Böylece herkesin hayatı kurtulur. Peki, Nyeri’nin hayatı ne olacak?