İnsan, tarihçi, mütefekkir: Kafalı Kafalı hoca, milli cumhuriyetin yapı harcını karan büyük tarihçiler kuşağının son temsilcisidir. O kuşaklar, ardı arkası gelmeyen felaketler arkasından, büyük yokluklar içerisinde milli ve müstakil bir sahip olmanın ne denli kıymetli olduğunu bizzat yaşayarak tecrübe etmiş kuşaklardı. Mütevazı idiler. Dirençli ve dayanıklı idiler. Ancak alçak gönüllü oldukları kadar gururlu idiler. En büyük iftiharları mensup oldukları milletleri ve bu milletin parlak geleceğine olan iman

Yıllar önce Azerbaycan'da Köroğlu adında bir yiğit varmış. Köroğlu daha yiğitlikle tanınmadan önce, adı Ruşenmiş. Ruşen'in babasına Ali Kişi derlermiş. Ali, Hasan Han'ın en iyi at bakıcısıymış. At Yetiştirme konusunda eşi benzeri yokmuş. Bir bakışta bir atın nasıl bir at olduğunu hemen anlarmış. Hasan Han çok zengin ve zalim hanlardan biriymiş. Onun da diğer beyler gibi birçok hizmetçisi varmış. Canının istedği her işi yaparmış: adam öldürür, halkın topraklarına el koyar; köylülerden, esnaftan istediği k

Çalışmamızda hayatının neredeyse 40 yılını vatan ihaneti olarak algıladığı hareket ve olaylarla ayrıca Türkiye dışındaki Türklerin de mukadderatını düşünerek Komünizm cephe ve taktikleriyle mücadele ederek geçirmiş olan İlhan Darendelioğlu'nun siyasi mücadelesini incelemiş bulunmaktayız. Böyle bir konunun seçilmesinde en başta üzerinde şimdiye kadar akademik bir çalışma yapılmamış olması etkili olmuştur. Bununla birlikte İlhan Darendelioğlu gibi bir aksiyon ve hareket adamının incelenmesinin tarihin gelec

Bir zamanlar Oğuz kavimi içerisinde Deli Dumrul adında bir yiğit vardı. Çocukken dokuz vahşi boğayı öldürdüğü ve başka işler yaptığı için ona deli derlerdi. Şimdi de kuru ve nehrin üzerine köprü yapmış ve tüm kervanları, yolcuları bu köprüden geçirmeye zorluyormuş. Geçen her yolcudan otuz akça alıyormuş. Herkes vermek istemeyip de başka yoldan geçmek istese, eşek sudan gelinceye kadar dövüyormuş ve kırk akça alıyormuş. Siz hiç sormuyorsunuz Dumrul neden böyle yapıyordu? O kendisi diyordu ki: Güçlü bir yiği

Bu çalışmada Soğuk Savaş sonrasında bölgesel ve küresel güvenliği ve dünya barışını önemli ölçüde etkileyen eski Sovyet coğrafyasındaki etnik ve dinsel temelli çatışmaların ardındaki nedenler incelenmiştir. Sosyal, etnik, dil ve din yapısı çok karmaşık olan eski SSCB sınırları içinde bulunan enerji ve diğer yer altı kaynakları açısından zengin rezervlere sahip olan Orta Asya, Kafkaslar ve Moldova gibi stratejik ve politik öneme sahip bölgeler SSCB sonrası oluşan siyasal boşluk ortamında bölgesel ve küresel

Eski zamanlarda kel bir oğlan yaşlı annesiyle birlikte yaşıyormuş. Evlerinin küçük bir bahçesi varmış. Bu bahçede bir dut ağacı ve bir de Keloğlan'a ait bir kara keçi varmış. Bu kara keçi ağacın dibinde otlarmış. Geviş getirir, sakalını oynatır, eşinirmiş; beee beee melermiş. Küçücük tek pencereli odaları kıbleye doğru bakıyormuş. Ortada bir tandır, yukarıda bir seki ve tavanda gökyüzüne bakan duman çıkmasına, hava ve ışık girmesine yarayan bir delik varmış. Cam yerine pencereyi saman kağıdı ile kapatmışla

Prof Dr. Mehmet Saray bilimsel çalışmalarını Türk tarihi ve kültürünün bütün olarak ortaya konulması gerektiği fikri üzerine bina eden değerli bir ilim adamıdır. Mehmet Saray, millî tarih şuurunun toplumda yerleştirilmesinin ancak bu yolla mümkün olabileceğini görmüştür. Bu itibarla Prof. Dr. Saray'ın eserlerinde coğrafî sınırların dışına çıkan, küresel bir Türk tarihi anlayışı hâkimdir. Nitekim Saray, çalışmalarını Türkiye tarihi ve Osmanlı Devleti'nin hüküm sürdüğü topraklarla sınırlamamış, bütün Türk d

Prof Dr. Mehmet Saray bilimsel çalışmalarını Türk tarihi ve kültürünün bütün olarak ortaya konulması gerektiği fikri üzerine bina eden değerli bir ilim adamıdır. Mehmet Saray, millî tarih şuurunun toplumda yerleştirilmesinin ancak bu yolla mümkün olabileceğini görmüştür. Bu itibarla Prof. Dr. Saray'ın eserlerinde coğrafî sınırların dışına çıkan, küresel bir Türk tarihi anlayışı hâkimdir. Nitekim Saray, çalışmalarını Türkiye tarihi ve Osmanlı Devleti'nin hüküm sürdüğü topraklarla sınırlamamış, bütün Türk d

İnsanlık tarihinde önemli bir yeri olan İran, aynı zamanda Türk tarihinde de önde gelen bir konuma sahiptir. Eskiçağ'da dikkate şayan bir medeniyete ev sahipliği yapan İran coğrafyasının son bin yıllık tarihine Türkler damgalarını vurmuşlardır. Bu evrenin mühim bir parçasını teşkil eden Safeviler çağında ise İran, müstakil bir siyasi kimliğe kavuşmuştur. Bundaki en önemli faktör, Safevilerin Şiiliği resmen devlet dini olarak kabul edip İran coğrafyasını bu kimlik etrafında birleştirmeleridir. Bu dönüşüm 20.

Türkiye'mizde Kurtuluş Savaşı henüz kazanılmamıştır. Büyük Taarruz'la elde edilen sadece askeri başarıdır. Asıl Zafer; öğretmenlerimizin emeklerinin, çabalarının sonucunda Ülkemizde Aydınlanma Çağı yaşanınca kazanılacaktır. Biz, Gerçek Zafer'in peşindeyken; Küreselciler ve Onların Yurt dışındaki ve Yurt içindeki kolları boş durmuyorlar... Türkiye'nin; zamanını, enerjisini, mali kaynaklarını, İnsanını; terörle mücadeleyle, ekonomik krizlerler adına Sivil Toplum Kuruluşları dedikleri kurumların çalışmaları i

Proje Yönetimi, proje hedeflerine uygun olarak; Ne yapılacak? Nasıl yapılacak? Kalite ne olacak? Neyle yapılacak? Kim Yapacak? Maliyeti Ne Olacak? Ne Zaman Bitecek? Nasıl organize edilecek? Sorularının cevaplandırdığı çok boyutlu bir yönetim sürecidir. Kitap, ISO 21500:2012 Proje Yönetimi standardına göre Proje Yönetimi yöntem, araç ve teknikleri anlatmaktadır. Proje Yönetim kitabı, hem International Project Management Association (IPMA) Proje Yönetimi Sertifika sınavlarına hem de Project Management Insti

Denizin derinliklerinde yaşlı balık on iki bin çocuk ve torununu etrafına toplamış, onlara masal anlatıyormuş. Bir varmış bir yokmuş. Annesi ile ırmakta yaşayan bir Küçük Kara Balık varmış. Bu ırmak dağ kayalıklarından çıkıp derenin derinliklerine akarmış. Küçük Kara Balık ile annesinin evi yosun çatısının altında siyah bir taşın arkasındaymış. Geceleri, ikili yosunların altında uyuyorlarmış. Küçük Balık bir seferlikte olmuş olsun diye ay ışığını evinde görme özlemi ile yaşıyormuş.

Birkaç yıl önce bir köyde öğretmendim. Okulumuzun sadece bir odası vardı, tek pencereli, dışarıya bakan tek kapılı bir oda. Köy ile arasındaki uzaklık yüz metreden fazla değildi. Otuz iki öğrencim vardı. On beşi birinci sınıf öğrencisiydi. Yedisi ikinci sınıf, altısı üçüncü sınıf, dördü de dördüncü sınıf. Güz sonuna doğru göndermişlerdi beni buraya. Çocuklar iki üç ay öğretmensiz kalmışlar. Beni görünce sevinçlerinden yerlerinde duramayıp havalara uçup, hoplayıp zıplamışlar. Dört beş gün boyunca sınıf dar

Hiç kuşkusuz, Kurtuluş Savaşı'nın kazanılmasında istihbarat çalışmalarının da payı büyüktür. Bu, cephe­deki askerî mücadeleye psikolojik boyutta bir katkı sağlamış, savaşın askerî boyutunu psikolojik olarak da desteklemiştir. İngiliz Kemal lakaplı Ahmet Esat Tomruk (1892-93/ 1966) da savaşın söz konusu psikolojik boyutuna, İngi­liz ve Yunan ordularının içine sızarak, hizmet etmiş önemli casuslardan biridir. Bir başka deyişle, İngiliz Kemal olarak tanınan Ahmet Esat Tomruk, Yunan ve İngiliz gizli servisleri

Sevgili okur: Uyku ve uyanıklık öyküsünü sana bir ders olsun diye yazmadım. Amacım kendi yurdundaki çocukları daha iyi tanıman ve onların derdi nedir diye bir çare bulmandı. Tahran'da başıma gelenlerin tamamını yazsam birkaç kitap olur. Belki de sizi sıkabilir. Bu yüzden son yirmi dört saati anlatacağım. Sıkıcı olmadığını düşünüyorum. Ama her şeyden önce, babamla Tahran'a nasıl oldu da geldiğimi anlatmak zorundayım: Birkaç aydır babam işsizdi. Sonunda annem ve kardeşlerimi kendi şehrimize bırakıp benim e

Çok eski zamanlarda bir padişah varmış. Bu padişahın altı yedi yaşlarında bir kızı varmış. Bu kızın birçok kadın hizmetçisi varmış. Kendisinden yaş olarak biraz büyük, Koç Ali adında bir de uşağı varmış. Yemek sırasında kızın mendili yere düşünce, Koç Ali hemen koşup verirmiş ona. Bazen de padişahın kızının milyonlarca oyuncağından canı sıkılınca çelik çomak oynamak istermiş. Padişahın kızının çelik çomağı altın ve gümüştenmiş. Kızın canı ilk defa çelik çomak oynamaya heveslenince, padişah şehirdeki bütün

Yavru vatan olarak adlandırılan Kıbrıs adası 1915 sonrası Çanakkale'den getirilen Türk savaş esirlerine, Mondros Mütarekesi sonrasında Çukurova bölgesini işgal edecek Fransız üniformalı Ermenilerin yetiştirildiği Ermeni Doğu Lejyonu kamplarına acıdır ki ev sahipliği yapan, Milli Mücadele sürecinde sadece maddi yardımla yetinmeyip doğrudan Anadolu'ya geçerek Kuvayı Milliye saflarında savaşan Kıbrıs Türklerinin yaşadığı yerdir. Bir yandan Rumların ve Yunanların adayı Yunanlaştırma çabalarına karşı koymaya çal

Yoksul ve susuz bir köyün kenarında çok büyük ve güzel bir bağ varmış. Bağın bol meyve ağaçları ve suyu varmış. Bağ öylesine büyük ve ağaçlarla doluymuş ki, bir ucundan dürbünle diğer bir ucuna bakmak mümkün değilmiş. Birkaç yıl önce köy ağası araziyi parsellemiş, köylülere satmış. Ama bağı kendisine saklamış. Ancak köylülerin arazisi hem ağaçtan hem de sudan yoksunmuş. Aslında derenin ortasında köyün bir düz alanı varmış. O da ağanın bağıymış. Köylüler, ağadan tepe başında, dere yamaçlarındaki arazilerden

Cumhuriyet'in ilanı ile birlikte her alanda bir dizi inkılâplara girişilirken Terakki Perver Cumhuriyet Fırkası ve Serbest Cumhuriyet Fırkası denemelerinin başarısızlıkla sonuçlanması, aynı zamanda inkılâpların milletin geneli tarafından tam olarak anlaşılamadığının bir göstergesi olmuştur. Ortaya çıkan bu sonuç karşısında yeni bir kimlik ve modern bir devlet inşa edebilmek için tamamıyla Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin temel prensipleri doğrultusunda dizayn edilmiş kurumlara ihtiyaç duyulmuştur. Milli bir