Kim olduğumdan daha öte ne yazdığımın, neyi anlatmak istediğimin önemi var. Herkes gibi bu dünyaya gelmiş ve geçecek olan bir ruhum. Satırlarımın arasında benimle karşılaşacak kişiler olacaktır. Benim dünyamda kendine ait dokunuşları hisseden birileri...Bu birileriyle elbet bir gün bir araya geliriz diye ümit ediyorum. Yüreğimden, aklımdan çıkarak sizlerin avuçlarına bıraktığım hikâyem, artık sizindir. Sadece kendi yaşadıklarımı önce kendime sonra da bu dünya denen aleme hediye ettim diyelim. Bir yolculuk

“Bazen bir merhaba ile başlar her şey, bazen sevgi dolu bir gülümseme bazen de sıcacık içten bir bakış, bir dokunuş, bir okuyuş... Kendimize giden yolda bizi bize bildirecek, uyandıracak, direnç ve umut tazeleyecek bir vesiledir bir güzelliktir bir aynadır her buluşma. O zaman, her gün, günün bir saatinde, gözlerimizi kapatıp bize armağan olan nefesi, yaşam enerjisini, yavaşça şükrederek içimize çekelim ve bize kendimizi hatırlatacak sayfaları rastgele açalım.” Nurcemal Tancıl, yeni kitabında, kendimiz

9 Kasım 1938 Sonbaharın şiddetle esen rüzgârına rağmen direnen sarı yapraklar, çınar ağacının büyüklüğünü, yüceliğini gösteriyordu adeta. Kendisini sevgiyle izleyen mavi gözlere öylesine alışmıştı ki gökyüzü dedikleri şey kesinlikle bu olmalıydı. Kimi zaman parçalı bulutlu kimi zaman ise güneşi hissettiren bir sıcaklık vardı bakışlarında. Yağmurlu günleri de olmuştu elbette ama bunu çınar ağacından başka kimseye göstermemişti. Uçsuz bucaksız yalnızca bu topraklara ait bir gökyüzüydü bu. Çınar ağacı bunu ç

Bir varmış, bir yokmuş. Bir zamanlar çok uzaklarda bir ülke varmış. Bu ülkenin bastırılmış, eğitimsiz, mutsuz bir prensi varmış. Bir gün bir adam kralı, prensin öğretmeni olabileceği konusunda ikna etmiş. Daha sonra bu öğretmen, prense kral olduğunda krallığı yıkmayı ve yeni bir düzenle baştan inşa etmeyi vaat etmiş. Prensi eğitip kralı tahttan inmeye zorlamışlar. Uzun süredir beyni yıkanmış olan prens, kurtarıcısı sandığı adama körü körüne güveniyormuş. Ancak o, prensi âdeta sırtından bıçaklayarak tahta ge

Benim adım Nergis Ayısıt.Yaşım yirmi dört. 5.Ocak 1997 doğumluyum ama kırk yıldan fazladır şimdi içinde bulunduğum dünya bedenimde yaşıyorum, yani geçmiş bir tarihte tekrar doğdum. Nasıl diye sormayın. Ben de henüz tam olarak çözemedim. Bedenim başka bir gerçeklikte, bir uyku modülünde birkaç dakikalığına bu dünya deneyim için laboratuvar ortamında uykuda tutuluyor. Neden bu deneyimi yaşamak istediğime gelirsek yaşadığım zamanda eşimle bir iddia uğruna buna KitapTanıtımYazısı : (Arka Kapak) Benim adım

Şunu belirtmek isterim ki Bütün siyah kedilere İftiradır uğursuzluk getiriyor söylentisi Babamı emanet ettiğim toprak Baharı bekliyor şimdi, Ve baharlar getiren kuşlar karaborsa

KitapTanıtımYazısı : (Arka Kapak) Kişiye göre değişse de, benim için en güzel ifade şeklidir şiir. Aslında siz yazmazsınız şiiri; zamanı geldiğinde o kendisini yazdırır! Tıpkı sancılı bir doğum gibi... Hangi duygu ağır bastıysa, sözcüklere dökülme vakti gelmiştir artık. Kimi zaman bir hayal kırıklığı, yanılgı, aşk, özeleştiri, gözlem; kimi zaman bir kırgınlık veya hissettiğimiz bir boşluk. Duyguların sözcüklere dökülmesiyle bu sancılı doğum başlar ve sonunda kendisini eşsiz bir huzura bırakır. Duyguların

`Öğrenmek istiyorsan seyahat etmelisin.` der Mark Twain. Gidilecek çok yol, öğrenilecek çok şey var... Önümüzde, geçmişten günümüze birçok uygarlığa ev sahipliği yapmış, eşsiz güzelliklerle dolu Anadolu... Sırtımızda çanta, cebimizde harita, düştük yollara... Anılar biriktirirken ruhumuzu şenlendirdik, hem gezdik hem öğrendik. Heybemizi epey doldurduk. Gezdikçe keşfettik, gördükçe hayran olduk... Son trend interrail ile eşsiz manzaraların büyüsüne kapıldık, tarihî ve kültürel

Ben Arın. İsmimin anlamı arı, katışıksız, temiz, kirden uzak... Ben Arın. İsmimin anlamından tamamen uzak... Ben Arın. Bir dönem dizi, reklam, sinema sektörünün mavi gözlü, sarı saçlı küçük prensesi; eski ekranların eski çocuk yıldızı... Şimdi ise otuz yaşında, kitap çevirileri yaparak para kazanan, ikili ilişkiler özürlüsü, kişisel gerileyiş uzmanı; hiç beklemediği anda gelen bir mesajla, hiç aklında olmayan bir yola çıkmış bir kadın. Ben Arın

KitapTanıtımYazısı : (Arka Kapak) Kızını canı pahasına koruyan bir anne. Elinde çocukluğundan miras tek bir kare fotoğrafla köklerini arayan genç bir kız. Ailesine gün yüzü göstermemiş bir oğul. Eline evladının kanı bulaşmış bir baba. Geçmişle hesaplaşması bitmeyen hayatlar… `Annesi onu asıl alemine kavuşturan vuslat köprüsünü geçeli çok olmuştu. Ruhuna dirilik üflenmişti. Bekada özgürdü. İpek ise hala tutsaktı. Annesinin özlemine, babasına duyduğu nefrete ve elinden akıp giden hayata tutsaktı. Bir fotoğr

KitapTanıtımYazısı : (Arka Kapak) Kimi zaman şiirler yazdım sana Zihnimde bir yerlerdeydin Yeni bir kalbim atışıydı sevdam Bilip de sustuğun Susup da gelip gittiğin Zor olan sevmekti belki Belki de yok olmaktı zor olan.

Ölümü susturacak bir şey taşıyorsanız bedeninizde, herkes susup sizi dinler. İnsanlar ölmedikleri ya da ölmeyeceklerini düşündükleri için konuşurlar. İnsanlar, ölümü nasıl susturacaklarını bilmedikleri için kendi gevezelikleriyle onun sesini yok etmek isterler. Ölümü nasıl susturursunuz? Kendinizi öldürerek. Bunu yapabilir misiniz? Aylin Akça, Ölüme Gebe (Sonsuzluktan Önceki Günler) isimli Novella Kitabı ile sizi bu sorulara cevap bulmaya davet ediyor...

Bilinmez yolculuğuna devam eden Evvie, bu kez büyünün başladığı yer olan kristal şelaleye gelir. Pumillerin gizemli dünyasının kapıları artık tam olarak açılmıştır. Evvie`nin gelmesiyle tüm sırlar ortaya çıkacak, büyünün gücü yeniden kendini gösterecektir. Şahmeran`ın topraklarında ise insanların gelişiyle huzur bozulur. Yılanların karanlık dünyaya dönmeye hiç niyeti yoktur. Yılanlar, aralarında sinsice planlar yaparken şahları masum olduğu kadar tehlikeli bir maceranın peşinden gider. Hiç umulmadık bir

Kalbinden gelen sesleri satın al Mesela bir oyun oyna Boşlukları hislerinle doldur Evet hepsi çıkacaktır seslerin Dokunmuştur teline elbet yüreğinin Doldurmak için her boşluğu Sessiz bir harfe boyun eğmeden Bitir bütün soruları Arada bir yüreğinde bulmacalar çöz Çiçekleri getir aklına mesela Güllerin, menekşelerin, gelinciklerin Ve nice güzel kokulu nadide çiçeklerin Adını çıkar tozlu raflardan Eski dillerden Çiçekler olmazsa olmazıdır yaşamın Çıkarsa karşına yabancı bir dilde Eski dilde, Ma

Hatta diyebilirim ki, ehl-i küfrün (inkarcıların) içinde, kâinatın vücudunu inkâr ettiklerinden ahmak zannedilen Sofestaîler en akıllılarıdır. Çünki kâinatın vücudunu kabul etmekle Allah`a ve Hâlık`ına inanmamak kabil ve mümkün olmadığından, kâinatı inkâra başladılar. Kendilerini de inkâr ettiler. `Hiçbir şey yok.` diyerek, akıldan istifa ederek, akıl perdesi altında sair münkirlerin hadsiz akılsızlıklarından kurtulup bir derece akla yanaştılar (Lem`alar).

Bu araştırmanın amacı, Mevlana’nın eğitim felsefesi ile günümüz modern eğitim yöntemlerinden biri olan proje tabanlı eğitim anlayışı arasındaki benzerlikleri ve farklıları ortaya koymak olarak belirlenmiştir. Araştırma sonuçlarına Mevlana`nın eserleri baz alınarak ve proje tabanlı yöntemi açıklayan literatür göz önünde tutularak nitel bir yaklaşım ile ulaşılmıştır. Araştırma sonuçları göstermektedir ki proje tabanlı öğrenme yöntemi ile Mevlana eğitim felsefesi ciddi benzerlikler göstermektedir. Bu bağlamda

Kavram öğretimi sürecinde, kavramı örnekleyen kadar örneklendirmeyenler de sunulmalıdır. Bu kitap öğretmenlerimiz için kesirleri öğretirken adım adım uygulanabilecek, aynı zamanda başka konularda da yol gösterebilecek bir kılavuz niteliğinde hazırlanmıştır.

BU DOĞAÇLAMA KİTAP NASIL YAZILDI? Üç ortaokul öğrencisi ve bir yetişkin koordinatörlüğünde çalışmalara başlandı. Kitabı yazmaya başlamadan önce, - İtfaiye ve Sivil Savunma birimlerine gidilerek depremle ilgili bilgi alındı. - Konuyla ilgili çok sayıda yazılı ve görsel doküman incelendi. - Türkçe ve dilbilgisi eğitimi alındı. İlk kitabımız olan `KAFADARLAR UZAYIN DERİNLİKLERİNDE`nin devamıolarak yazıldı. Her Kafadar Yazar, hikâyenin sadece bir bölümünü yazdı ve yazısının daha iyi olması için de arkad

1946 yılında Ardahan`nın Göle ilçesinde dünyaya geldi. İlk ve ortaokuldan sonra Kars Alparslan Lisesinden mezun oldu. Öğretmen Okulunun fark derslerini vererek öğretmenliğe başladı. Ülkemizin çeşitli illerinde 35 yıl öğretmenlik yaptıktan sonra emekli oldu. Hâlen Kocaeli`de ikamet etmektedir.

Eğitimci Veysel Kaya`nın kaleme aldığı öyküler Sadece Bir Cümle başlığı altında toplandı. Bu kitapta birbirinden ilginç hikâyeler okuyacaksınız. Duru ve akıcı bir dille kaleme alınan bu öyküler, gençlere hitap ettiği gibi ebeveynler için de yönlendirici detaylar içeriyor. Özü insan olan bu eserde okurlar, kendisinden bir parça bulabilecek!