... bu ilginç hisse alışıyor insan, duygusal hipotermi dedikleri şey bu olmalı. ... hatta bazen iyi hissettiriyor duygusal karışıklık, ve ayrılık. ... aman efendim bu ne güzellik bu ne şıklık... anlamlandıramama, yabancılaşma,

Selam ben Maya... Edindiğim tecrübeleri seninle paylaşmak, kütüphanende yer almak için sabırsızlanıyorum... Daha önce okul gezisine hiç gittin mi..? Kitaplarla aran nasıl..? Evinizde kitaplık var mı mesela..? Bir hayalim var biliyor musun? Çocuklara kitapları sevdirmek ve güzel bir alışkanlık kazandırmak... Elinde tuttuğun bu kitap, aile içi ilişkileri kuvvetlendirip ebeveynlere rehber

Alma Ağacı gördükleri karşısında yeniden düşüncelere dalmış: Mutluluk nedir acaba? Mutluluk elmasını gururla taşırken hissettiği şey midir? Yoksa karnı acıkmış bir tavşana elmasını verdiğinde aldığı teşekkür mü? Ya da bir başka canlının iyiliği, güzelliği mi? Anlayamamış bir türlü ama bildiği bir şey varmış ki dallarında artık hiç elması kalmamış ve daldaki son elmasıyla tavşanın karnı doymuş.

Hâlâ bitmedi değil mi bu hengâme? Elbet sonu gelecek O dilerse Dayan gönül vardır elbet bir çare İzleri takip etmeni istiyor kader Bahar Güç`ün kaleminden dökülen sözler aynı zamanda kalbinden dökülüyor... Şiirleriyle kalbe dokunan şair, tüm duygulara hitap ediyor. Okuruna bir hediye olarak sunduğu bu kitap tüm okurlarla bağ kurarak zaman zaman alıp okuyabileceğiniz bir başucu kitabı olmayı vadediyor... Yazandan DEĞİL yazdırandan bilirsen Elindedir belki de aradığın çare..

Bırakabilmek… Neden yapışıp kalıyoruz? Neden takıntılarımız var? Bırakmak neden bu kadar zor? Ruhunuzun en derininde saklı cevaplar… Arsızca duygularımızın anlamı ne? Neye işaret ediyor yaşam döngün, bilmen, öğrenmek gerek ne? Hazır mısın kendini tüm çıplaklığınla görmeye? Kendini bulmaya, bulduğun halini kabul etmeye, bulduğun halini sevmeye

Sonbahar akşamıydı. Sahildeki rıhtımdan ayrılan bir kadın, ahmakıslatan altında yürüyor, yürürken de bir şeyler mırıldanıyordu. Ne söylediği tam olarak anlaşılamıyordu. Mürekkebi cansız bir dolma kalemin, kâğıt üzerinde ilerleyişinden farksızdı söyledikleri; belli belirsiz, anlamsız... Bir an için rüzgâr sustu, dalgaların dövdüğü kayalıkların çığlıkları da kesildi ve bir kelime çok net duyuldu:

Ben bu eylemleri bir avuç adalet için yaptım. Sesim duyuldu fakat bazı şeylerin değişmediğini gördüm. Ayrıca tutuklu koğuşundaki mahkûmlar eskisi gibi işkence görmeye devam ediyordu. Ne yapalım, her koğuşa bir Devran mı getirelim? Olmadı... Çığlığımız yine dört duvar arasında kaldı. Birkaç gün sadece birkaç gün duyuldu sesimiz. O da birkaç insanın ölümünden dolayı. Şimdi o ölen kişilerin yakınları benden nefret ediyor, benim yakınlarım da onlardan nefret ediyor. İşin garip tarafı ise bize bu nefreti yükleye

Merhaba arkadaşlar, ben Ekin. Ben de sizler gibi öğrenciyim. Geçen yıl okula başladım. Çok güzel bir öğretmenim var. Adı Meral. Anneminki gibi kumral saçları ve ela gözleri var. Annem de ela gözlü ve kumral saçlı. Bana çok güzel kitaplar okur. Annem bir mimar olduğu için çizimleri çok güzel... Babam bir doktor ve ailesinin tek çocuğu ama annemin üç kız kardeşi var. En eğlenceli ve çılgın teyzem Özgen, bana mutlaka bir hediye alarak gelir. En sevdiğim oyuncak bebeğimi de bana o hediye etti. Züleyha teyze

Torosların eteğini süsleyen Fındıklı köyünde yaşayan Boncuk Nine’nin bahçesindeki sebzeler, Boncuk Nine’nin yarın ne pişireceğine karar veriyorlarmış akşam olunca da toplanıp kendi aralarında konuşuyorlarmış. Fasulyeler, domatesler, patlıcanlar, biberler... Bir akşam, Boncuk Nine’nin gizemli güzel bahçesini sulamayı unutması ile sebzelerin birbirleriyle konuşup kuşlardan, kaplumbağadan, çoban köpeğinden ve sonunda karıncalardan yardım almasıyla sorunu nasıl çözdüğünü keyiflice öğreneceksiniz.

Kendimi ait hissetmediğim yerler vardı, Geçmiş zaman evvelinde kaldı. Hafızam çoğunlukla yanılır sandı, Aslında… Oradayımdır sadece orada, Silik yüzler yabancı gözler sahte gülüyor olmalı, Hafızam yer etmemiş, çoğunu unutmuş zamanla…

Bir insan sizi ancak sevdiği kadar anlar. Sevdiği kadar telaşınızı görür, hüznünüzü önemser, Kaygılarınızı cevaplar. Sevdiği için tedirgin olur, kaybetme korkusu duyar, Bu sebeple yüreği üşür. Sevdiği zaman tüm gücüyle hayatınıza sarılır.

Bir ilkbahar mevsimi (nisan ayı) pazar sabahı, evimizden çıktım, yüz otuz adım yürüdüm ve göl kenarında durdum. Bir sağıma, bir soluma baktım: Kuzeyden güneye sahil kenarı uzayıp gidiyor. Kıyıda ipek gibi serili kum yığını... Karşıya baktım: Arazinin büyük bir kısmını Beyşehir Gölü kaplıyor. Bir yanda kuzeyden güneye uzanan Toros Dağları, diğer yanda göl içinde irili ufaklı adalar ve göl üzerinde beyaz bir yelkenli gibi aheste aheste yüzen saka kuşları var. Masmavi berrak bir göl, Toros Dağları’nda yetişen

Noktalama işaretlerinin bizim için ne ifade ettiğini hiç düşündünüz mü? Tıpkı insanlar gibi canlı olsalardı kendilerini nasıl anlatırlardı? Nelerden şikâyet eder, neler yapmak isterlerdi? Peki, bu işaretler günün birinde sıkılarak başını alıp gitmek istese ne olurdu hâlimiz? Arzu ederseniz gelin hep birlikte düşünelim. Onları gittikleri yerden geri getirmek için adım atan kendi küçük yüreği kocaman bir çocuğun sesine kulak verelim. Ne dersiniz?

Daha çocukken kimsesiz kalan, yanlarında yaşadığı akrabaları tarafından türlü zorbalığa maruz kalan Taaruz, her şeye rağmen hayatına devam etmeye çalışmaktadır. Fakat yanlış arkadaş seçimleri onu hapishane hayatının çirkin yüzü ile de tanıştırır. O artık özgürlüğü elinden alınmış, kafese kapatılmış bir Mahpus Kuşu’dur... Ama yine de çektikleri bunlarla sınırlı kalmayacaktır... Hapishanede yaşadığı zorluklar yetmezmiş gibi geçmişin hayaletleri de ona musallat olur. KitapTanıtımYazısı: (Arka Kapak) Daha ço

Bitcoin, herhangi bir hükûmet, eyalet veya finans kurumundan bağımsız olarak var olan, merkezî bir aracıya ihtiyaç duymadan küresel olarak aktarılabilen ve tartışmasız olarak değiştirilemeyen bilinen bir para politikasına sahip olan bir dijital para biçimidir. Daha derin bir seviyede Bitcoin politik, felsefi ve ekonomik bir sistem olarak tanımlanabilir. Bu, bütünleştirdiği teknik özelliklerin, içerdiği çok çeşitli katılımcı ve paydaşların ve protokolde değişiklik yapma sürecinin birleşimi sayesinde gerçekle

Aşk, en kılcal damarlarımıza kadar sızarak sararken benliğimizi, fark edemeyiz çoğu zaman hayatın akışında nereye savrulduğumuzu. Durduğumuz yerle birlikte kimyamız da değişmiştir artık. Kanatlanan kalbimiz bir başka türlü çarpmakta, akıl ardı sıra yaya kalmaktadır. Ancak bir şeyler bozar zamanla bu büyüyü. Sıradanlaşan hayatlar, üstlenilen sorumluluklar arasında solup giderken farklı/canlı bir renk çıkar karşısına kendi siyah beyazlığına inat. Aşk, sadakat ve ihanet üçgeninde yeniden kurulur denklem. Arzul

Bir tufandan artakalan dünyada neler silinip gitti bilmiyoruz ama geride kalanların yaşanmışlıklara dair taşıdığı derin izler olduğu muhakkak. Yalnızca dünyada mı? Kendi ruh dünyamızda yaşadığımız tufan hatta tufanlar var belki de. Yazar Nilgün Güneş, böyle düşünceden hareketle göçmen bir ailenin ikiz çocuklarının özelinde anlatıyor eserini. İkizlerin ardı sıra fantastik bir maceraya davet ediyor okuru.

Bir tufandan artakalan dünyada neler silinip gitti bilmiyoruz ama geride kalanların yaşanmışlıklara dair taşıdığı derin izler olduğu muhakkak. Yalnızca dünyada mı? Kendi ruh dünyamızda yaşadığımız tufan hatta tufanlar var belki de. Yazar Nilgün Güneş, böyle düşünceden hareketle göçmen bir ailenin ikiz çocuklarının özelinde anlatıyor eserini. İkizlerin ardı sıra fantastik bir maceraya davet ediyor okuru.

Rıdvan Er’in kaleme aldığı Kadim Dünya, içerdiği fantastik öğeleriyle, yeni bir evren tasavvuruyla okura ilginç bir dünya sunuyor. “Epik fantezi” türünün başarılı örneklerinden olan Kadim Dünya, eserin içinde yer verilen kendine has haritası ile çarpıcı detaylar sunuyor ve dikkat çekici zıtlıklar içeriyor. Duru ve akıcı bir Türkçeyle yazılan bu eser, okurlarına her sayfada yeni dünyanın kapılarını aralıyor. Tezatların bir ahenk içinde aktarıldığı bu eserde siyaha karşı beyazı, kötülüğe karşı iyiliği, yanlış