Edebiyatın ortaya çıkardığı zevk ve terbiyeyi insan, sanat ve Türk edebiyatı tarihi için zemin olarak gören Prof. Dr. Ramazan Kaplan akademik çalışmaları, idari görevleri ve yetiştirdiği öğrencileri ile Türk bilim ve kültür hayatına hizmet etmeye çalışmıştır.Prof. Dr. Ramazan Kaplan'a Armağan, bir bilim ve kültür insanının emeği ve katkısını görünür kılmak maksadıyla hazırlanmıştır. Bu çalışmada, Prof. Dr. Ramazan Kaplan'ın hayatı ve eserleri hakkında bilgi verilmekte, bir bilim ve kültür insanı olarak por

İpe Un Sermek Nasrettin Hoca- 5 Akçağ Yayınları

Serinin Diğer Kitapları 1- Yaşasın Dostluk 2- Sihirli Oyun 3- Uçağım Uçurtmam 1 4- Uçağım Uçurtmam 2 5- Denizin Armağanları 6- Yeni Komşular 7- Kırgın Oyuncaklar 8- Ankara Gezileri 9- Maviş Uçunca

Serinin Diğer Kitapları1- Yaşasın Dostluk2- Sihirli Oyun3- Uçağım Uçurtmam 14- Uçağım Uçurtmam 25- Kırgın Oyuncaklar6- Yeni Komşular7- Hayır Olmaz Demiştim Ama8- Ankara Gezileri9- Maviş Uçunca

Serinin Diğer Kitapları1- Yaşasın Dostluk2- Kırgın Oyuncaklar3- Uçağım Uçurtmam 14- Uçağım Uçurtmam 25- Denizin Armağanları6- Yeni Komşular7- Hayır Olmaz Demiştim Ama8- Ankara Gezileri9- Maviş Uçunca

Serinin Diğer Kitapları1- Yaşasın Dostluk2- Sihirli Oyun3- Kırgın Oyuncaklar4- Uçağım Uçurtmam 25- Denizin Armağanları6- Yeni Komşular7- Hayır Olmaz Demiştim Ama8- Ankara Gezileri9- Maviş Uçunca

Serinin Diğer Kitapları1- Yaşasın Dostluk2- Sihirli Oyun3- Uçağım Uçurtmam 14- Uçağım Uçurtmam 25- Denizin Armağanları6- Yeni Komşular7- Hayır Olmaz Demiştim Ama8- Ankara Gezileri9- Maviş Uçunca

Ziya Gökalp'ın düşünce dünyasında töre kavramı çok önemli bir yere sahiptir. Türk sözünün töreli anlamına geldiğini ve töre kelimesiyle aynı kökene dayandığını ileri süren Gökalp'ın elinizdeki eseri, Türklerin eski dini konusunu mitolojik, destan ve sosyolojik boyutlarıyla ele alan kitabıdır. Kitap, töre kelimesinin açıklanması ile başlamaktadır. Türk töresi, eski Türklere atalarından kalan bütün kuralların toplamı demektir. diyerek kitabına giriş yapan Gökalp, bu tanımla birlikte kitabın çerçevesini de çiz

DİL ve EDEBİYAT ARAŞTIRMALARINDA AHLAK ve YÖNTEM adlı bu kitap Türk Dili ve Edebiyatı, Türkçe Eğitimi, Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları, Dilbilim Ana Bilim Dalları ile yabancı dil ve edebiyat alanlarında eğitim gören lisansüstü öğrencilerin Bilimsel Araştırma Yöntemleri ve Etik dersinin içeriğine ve bu alanların ihtiyaçlarına göre hazırlanmıştır. Bu kitapta ele alınan çoğu başlıkta, o konuyla ilgili yanlış ve doğru uygulamalara örnekler verilerek özellikle yazma sürecinin başındaki lisansüstü öğrencile

Türk romanının dönüm noktasında yer alan Huzur romanıyla zamanın ne içinde ne de büsbütün dışında yer alan Ahmet Hamdi Tanpınar (1901- 1962), sözcelemenin alıcısını (okuyucu) modern bir anlatı geleneğine alıştırmaya başlar. Romanın anlatısal yapısındaki farklılaşma klasik incelemelerin yanı sıra modern kuram ve yöntemlere de açıktır. Sözceleme öznesi Tanpınar'ın sözce öznesiyle iç içe geçerek özdeşleştiği romanı olan Huzur, anlatıcı ekseninde şekillenen ve uzamı devre dışı bırakan Gérard Genette'in (1930-20

Bugüne kadar aşık tarzı destanlar konusunda yapılan çalışmaların kahir ekseriyetini cönklerden derlenen destanların yeni harflere aktarılmasıyla ya bilinen bir aşığın yeni harflere aktarılan destanında yer alan tarihi olaydan hareketle yaşadığı yüzyılla ilgili tesbitlerindeğerlendirilmesi ya da destanına istinaden bilinmeyen bir aşığın tanıtılması oluşturmuştur. Bunların dışında kalan bir kaç tanım ve tasnif çalışmasında da çoğu zamanmehaz bile göstermeye gerek duyulmayacak kadar harcıalem bilgiler tekrarla

Makaleler 2 – Dil-Destan-Tarih adlı eser, Ahmet B. Ercilasun’un 2007-2021 yılları arasındaki makale ve bildirilerinden oluşmaktadır. İlk baskısı 2007’de yapılan Makaleler 1’de ise Ercilasun’un 2007 öncesi çalışmaları yer almaktaydı. Eseri yayına hazırlayan Ekrem Arıkoğlu’nun ifadesiyle bütün bu çalışmalar “kitaplardan taşanlar”dır. Eserde 41’i dil, 10’u destan, 9’u tarihle ilgili, 13’ü ise “Edebiyata ve Kitaplara Dair” 73 çalışma bulunmaktadır. Son bölümdeki birkaç çalışma, 2007 öncesine aittir. Okuyucular,

Neologische Wortbildung Der Turkischen Sprachreformer Im Urteil Der Traditionellen Sprachwissenschaften Akçağ Yayınları

Orta Eserler Türk Dillerinde Elmi Üslubun İnkişafı Akçağ Yayınları

Muhtar Tevfikoğlu'nun daha önceleri hatıra, inceleme ve araştırmalarına dayalı olarak yazdığı Yahya Kemal adlı bu eser, ilk defa kitap olarak Dr. Ahmet Kaya tarafından yayınlandı. Eserde hem Türk edebiyatının önemli bir şahsiyeti olan Muhtar Tevfikoğlu'nun hayatı ve eserleri topluca verilmiş, hem de Tevfikoğlu'nun Yahya Kemal eseri bir bütünlük içinde yer almış. Dolayısıyla bu eser, hem Yeni Türk Edebiyatı araştırmacılarına hem de genel okuyucu kitlesine hitap etmektedir. Bu çalışmada Yahya Kemal Beyatlı'ya

İsmet özel Türk edebiyatında şiirleriyle değerli bir şahsiyettir. Şiir üzerine düşünmüş, özgün poetikasını ortaya koymuş ve Türk şiir literatürüne değerli katkıda bulunmuştur. Bu yönüyle hep takdirle anılacaktır. İsmet özel'in sabit-karar olmayan, değişken siyasi tutumları, denemeleri ve demeçIeri bu çalışmamızın konusuna dahil edilmemiş ancak şiirleri analiz edilirken değinmeler yapılmıştır. Denemeleri başlı başına bir inceleme konusu olmalıdır. Oradan da Türk kültür tarihi bakımından önemli içeriklerin gü

Türkiye'de ve Türk Dünyasında 2014 Yılı, Mahtumkulu Firaki'nin 290. Doğumunun Yılı olarak kutlandı. Bu cümleden olarak Mahtumkulu Firâki Divanı'nın ilk defa Dünya'da bulunmasını sağlaya Veli-Murat Ağa ile başlar. O, bir Türkmen köylüsüdür. Onun bir Karalök Devesi vardır. Ailesinin hayatta kalması için yegâne geçim kaynağı da bu devedir. O, bir Türkmen köylüsü elindeki bir kitap ile tesadüfen tanışır. O kitabı almak ister. Köylü bu kitap için çok para ister. Veli Ağa'da ise bu para yoktur. Ama Veli Ağa o kit

Bilindiği gibi, Türk Dünyası hakkında ilk mesaj, bizlere 29 Ekim 1933'de ileriyi asırlar öncesinden gören büyük devlet adamı Mustafa Kemal Atatürk tarafından; 'Bugün Sovyetler Birliği, dostumuzdur, komşumuzdur, müttefikimizdir. Bu dostluğa ihtiyacımız vardır. Fakat yarın ne olacağını kimse bugünden kestiremez. Tıpkı Osmanlı gibi, tıpkı Avusturya-Macaristan gibi parçalanabilir, ufalanabilir. Bugün elinde sımsıkı tuttuğu milletler avuçlarından kaçabilirler. Dünya yeni bir dengeye ulaşabilir. İşte o zaman Türk

Modern Türk şiirinde daha çok lirik, duyarlı, melankolik yönü ağır basan şiirleriyle ön plana çıkmış olan Metin Altıok, resim ile başladığı sanat hayatını otuzlu yaşlarından itibaren yayımladığı şiirleriyle genişletmiş, üretken ve çok yönlü bir şairdir. Şiirleri 70'li yıllarda yayımlanmasına karşın Altıok, şiirlerinin kaynakları bakımından 60'lı yılların geç ürün veren (ya da geç yayımlanan) şairlerinden biri olarak nitelendirilebilir. Altıok, eksik kalmış çocukluğu, gelgitli ilişkileri, Anadolu'nun birçok