Aydınlatıcı bilgi yolunda ufak bir iz bırakabildiğimi ümit edebilsem ne bahtiyarım." Prof. Dr. Fahire Akif Battalgazi 2014'ün Ekim ayında Prof. Dr. A. Didem Uslu ile tanışan yazma heveslisi yedi yazar adayı bir kitapta buluştular. Cadde Kültür Sanat'ın Yaratıcı Yazarlık Seminerlerine tasvirlerle başlayıp, izlenimlerle, öykülerle devam ettiler, kimi zaman yazdıklarını acımasızca eleştirdiler, kimi zaman birbirlerini kutladılar. Sadece yazmakla kalmadılar, Shakespeare'den, Hemingway'e, Necati Cumalı'dan Hald

Akile Sezgen Vardar, yazılarında insanı, sevgiyi ön plana çıkaran bir yazar. Elinizdeki kitabın içindeki yazıların çeşitli noktalarında kendinizi bulacaksınız çünkü konular o kadar biz ve hayatımız ki hiçbirini es geçemeyiz. Yazar bazen güzel bir gün batımında duygularımızı gökyüzüne çıkarıyor; mehtap, akıp giden altın nehir bizi aşkla buluşturuyor; bazen kesilen ağaçların iniltileri ile sarsılıyoruz. Her gün terör ile kaybettiğimiz gencecik fidanlarımız, yüreğimizin bitmeyen yarası. Onları geri getirmek m

Şu garip gönlümden geçenleri bir bilebilsen, Sana yaklaşıp konuşmaya çalışırkenden başlayarak artan ve konuşma bittikten dakikalar sonrasında bile güp güp devam eden kalp atışlarını... Çok mantıklı bir konuşma cereyan ederken; senin, okulun giriş kapısından çıkmanla ve bakışmamızla cereyanımın kesilip tüm şalterlerimi indirircesine saçma sapan konuşmalarımı... Benimle aynı renkteki gözlerinin aynılığıyla övünürken ve bayılırken; benimkinden farklı renkteki sarı saçlarına, benden farklı olduğunu umursamaks

Yalnız bir mevsim adı değildir sonbahar Hem yalnız, insanların mevsimi de değildir Ama, "Yalnız insanların" mevsimidir Tırtıl olmadan Kelebek oldum Bir günlük ömrümü Bir güle verdim Gül bana, kokusunu verdi Gözlerimle yıldızlar dans etmeyeli Bulutları canlılara benzetmeyeli Bir nehirde çırılçıplak yüzmeyeli Zaman durmuş, ben ölmüşüm Şimdi anladım!

"Kerem Keskin ülke çapında bilinen büyük bir elektronik mağazasında satış temsilcisidir. Çocukluğunda yaşadığı bazı kötü anılar nedeniyle çevresindeki insanların sürekli kendisini aldattığını, küçük gördüğünü düşünmektedir. Hayatının baharında kendisini yakalayan kanser derdiyle uğraşmak zorunda kalır. Bir gün karısıyla yaptığı tartışma sonrasında ilerde pişmanlık duyacağı bir ilişkiye girer. Pek çok şeyi, karısı başta olmak üzere, çevresindeki insanlardan saklar. Ama hesaba katmadığı bir şey vardır: Karısı

Herkesin günlüğü kendine özgüdür. Diyelim, yaşadığınız sokak, yaşadığınız mahalle, hatta yaşadığınız köy, kasaba, ilçe, kent sizin yaşamınızdan size özgü kentsel davranışlardan oluşur. Sizin edimleriniz kendi günlüğünüzdür. Her yerin sizi ilgilendiren ilgi ve bilgi alanları sizin yaşam alanınızdır. Bu bağlamda özgürlük kavramını çağrıştıran bu durum, herkese göre biçimlenen, yaşanası olan bir saptamayı çıkaracaktır karşınıza. Sözün özü, nasıl herkesin yaşadığı yerle ilgili özel bir günlüğü varsa, bu da beni

Cici Öyküler'de Ay'a inen örümcekten, Cumhuriyet Bayramı'na... Uçma denemesine katılan kediden eski mahallemize... Kendini beğenmiş Sarı Taksi'den Ömer'in kahramanlığına. değin sevimli, hoş öyküler yer almaktadır. Ayrıca sıcak ve yalın anlatım öykülerin şirinliğine şirinlik katarak kolayca bilgilenmenin yolunu açmakta...

Oltaya takılmış balık gibidir bazen sözcükler. Konuştukça can çekişir, can çekiştikçe ölmeden ölürler defalarca... O sözcükler boğazına dizildiğinde cesaretin kırılır ve konuşamazsın artık. Sesin içinde kalır ve sessizce can çekişmeye devam edersin sen de. İçinde birikir cümleler ve cesaretin olmaz artık onları haykırmaya. Çünkü boğazında düğüm olur ve tıpkı o oltanın iğnesi gibi batar durur konuştukça... İşte Sevtap tüm bu cesareti kendisinde toplamış birisi. İçinde sustuklarını, cesaret bulup konuşamadıkl

"Dostum kitapta resmen atomu parçalamışsın." - Albert Einstein- "Kitabın her satırına çarpıldım." - Nikola Tesla- "Havaya atsan yere düşmez. Ne kitap ama!" Newton "Ooo, yazarın kafası benden güzel." -Bob Marley-

Hayatı anlatmaya tek bir sıfat yetmez hiçbir zaman. Mutluluk vardır, üzüntü vardır, hüzün, dram, keder, aşk, sevgi, dostluk vardır, kavuşmak vardır... Hayat; her şeyden birazdır... En başta karmaşadır; her şeyin harmanlanmasıdır. Mutluluğun içinde üzüntüyü, üzüntünün içinde mutluluğu yaşamaktır. Ölümüne severken bir anda vazgeçmektir, nefret ederken aşık olmaktır. Bile bile ölüme gidecek kadar gözü kara, arkasına bakmayacak kadar umursamazdır. Dur biraz dur... Kendine bir bak; ne kadar düşündün kendin

Zira yaşanmadan bazı doğruların yakalanması her zaman mümkün olmuyor. Burada, el yordamıyla doğruları ararken pek çok yanlış da yapan bir genç adamın yaşamından kesitler var. Aradan şunca yıl geçmiştir. Ama, zaman zaman bazı yanlışlarım aklıma geldikçe; Ah benim salak oğlum, ah benim şaşkın oğlum! diye kendi kendime söylenirim ve hala hayıflanırım... Bu kitap, 20li yaşlardaki bir genç adamın günlüklerinden oluşuyor. Onun okuldaki, kentteki ve köyündeki yaşamından, kare kare çekilmiş fotoğraflar netliğinde

On üç yaşına kadar hiç deniz görmemiş bir çocuğun, Kız Kulesinden Boğazın güzelliğini büyülenerek seyretmesi gibi, seyrederdim seni saatlerce! Ve o çocuk, bir daha büyülenmeyecektir deniz gördüğünde. Ama içimdeki çocuk, her sabah tekrar tekrar büyülenirdi seni seyrederken uykunda.

Sadece ne gördüğünü söyle. Gün boyunca, hiç tanımadığı bir adamla sevişmeyi kafaya koyan ve adamın kapısını çalmadan önce sonbahar yağmuruyla iyice ıslanmış bir kadın görüyorum. ?!... Oha! Özellikle arkasını döndüğünde o beyaz Ay peki tamam, anladık. Müdahale etmeyin. Doktor dur dur, tatlı bayanı üzmeyelim. Bitti zaten. Gördüğüm bu Evet. Şimdi lütfen siz ne gördüğünüzü söyler misiniz? Allahım bu ne terbiyesizlik? Lütfen Burada neysen o sundur. Yalan ya da maskeleme de olmaz. Olduğu gibi davranıyor. Ancak ne

Tüm voleybol severlerin merakla beklediği kitap! Bir maçta kaç seti kazanan maçı kazanmış olur? Voleybolda altın set nedir? Bir turnuvaya nasıl hazırlanılır? Smaç vurma teknikleri nelerdir? Servis atışı nasıl kullanılır? Liberonun görevi nedir? Bunlar ve bunlar gibi onlarca sorunun yanıtını bulabileceğiniz Filenin Küçük Sultanı, voleybol oynayanlar kadar voleybolu sevenlerin de keyifle ve merakla okuyabileceği bir kitap! Eğlenceli olduğu kadar eğitici, eğitici olduğu kadar hey

Zeynep: Hocam hatırlıyor musunuz? Sınıfa girdiğinizde; Günaydın hanım efendiler, bey efendiler; nasılsınız? diye başlardınız. Her fırsatta erkek arkadaşlarımıza; kız arkadaşlarınıza nazik davranmalısınız; onlar nadide çiçeklerdir! derdiniz. O güne kadar duymadığımız sözleri sizden duymuştuk; bu yüzden belleğimize kazındı; sizi hiç unutamadık! dedi.

Kâhin Derben dersin en can alıcı sırlarını açıklamaya başladı. "Bizim varımız yoğumuz, şu biçare beden ve ruh içinde çırpınan çok renkli, çok yönlü, çok değişkenli duygu ve düşünceler tufanıdır. Düsturumuz nedir? Her bir insanın içinde tüm kâinat gizlenir. O zaman ne yapacağız? Kendimizi bölebildiğimiz en ufak parçalara bölüp tekrar bütünleyeceğiz. Kendi içimizde olup da unuttuklarımızı, sakladıklarımızı hep beraber ortaya çıkaracağız. Varlık sonsuzdur, karmaşıktır, çetrefildir. Sır en küçük parçada yaz

Ulusulararası Kriminal Polis Teşkilatı INTERPOLu içeriden tanıyan deneyimli bir Türk müdürünün unutulmaz anıları... -Sade bir yaşam, -Sabırlı, sürekli, kararlı bir çalışma, -Okuma ve öğrenme aşkı, -Gösterişsiz, ağır ağır yükselen bir kariyer, - Yeniliklere, yenilenmelere, projelere açık bir zihin, -Malatyadan 4 kıtaya giden yollar Sözün özü, 1965ten günümüze kadar genel kollukta Emniyet Teşkilatı- 40, özel güvenlik-özel dedektiflikte 8 yılı aşkı olmak üzere, güvenlik hizmetlerinde geçen yaklaşık yarım as

Yazarımızın farklı bir anlatış tarzı ve üslubu var. Kitaplarının beğenilerek okunacağını düşünüyoruz. Ayrıca hayal âlemine inananlardan birisi. Çalışmalarını, kurgularını zaman zaman o âleme girerek, oradan derledikleriyle bir araya getirdiğini söyleyenlerden. Sağlığı imkân verdiği sürece; şiir, söz, öykü çalışmaları yapacağını söylüyor. Eserlerini bugüne kadar gerçekleştiremediği için üzgün. Çok geç olsa da birikimlerini kitaba dönüştürmeyi başaran Ayhan Uçar 1994 yılında şiir, söz, 2000 yılında öykü çalı

Kitapta anlatılanlar hayatın içinden alınmış, yaşanmış gerçeklerin ifadesidir. İnsanlar kafalarından geçen düşünceleri şahsi menfaatler uğruna değil, ülke yararları, çağdaşlık ve dürüstlük adına çekinmeden ifade etmelidirler. Kitapta bahsi geçen devlet olanakları ile üniversite bitiren altı kardeş, Anadolunun en ücra köşesindeki ailelere örnek olmalıdır. Cumhuriyet çocukları ve Atatürk hayranı kardeşler olarak bazı kesimlere örnek olabilirsek mutluluğumuz artacaktır.

Tek gecelik bir aşk Birileri size tek gecelik bir aşkın sizin tanrısal sürecinize giden bir yol olduğunu söylese kabul eder miydiniz? Şeytan sizi yoldan çıkaran mıdır? Yoksa yola girmenizi sağlayan mı? Bir kadın kendi içsel yolculuğuna çıkarken tek gecelik bir aşk yaşamayı kabul eder mi? Onurundan ve gururundan kurtulmak ister mi? En önemlisi şeytanı kandırıp aşka döndürebilir mi? Bu bir sihir miydi, yoksa rüya mı? Hala anlayamıyor ve inanamıyorum. Sen gerçekten var mısın? Bu olanlar gerçek mi bilemiyo