Tevfik Fikret’in 1914 yılında çocuklar için yazmış olduğu ve şiirlerden oluşan son eseri “Şermin” Türk edebiyatının “İlk eğitsel çocuk kitabı” olmasının yanı sıra çocuk şiiri alanında dilimizin ilk örneklerinden biri kabul edilir. 31 şiirden oluşan bu kitap, genellikle ahlaklı olmanın, bencillikten kurtulmanın, yoksul ve sakatlara yardım etmenin gereğini anlatır. Tüm bunları Şermin adlı küçük bir kıza evde öğretilmesi gerekenler, şiirler yoluyla anlatılmaktadır.

Karalamalarıma başlarken kendimi bir şair olarak yansıtma amacında değilim ve böyle bir durumda olmadığımın farkındayım. Duygularımı sayfalara dökerken belki bir nebze de olsa sesimi sevdiklerime ulaştırır, diye düşündüm. Çünkü içinde tutulduğum zindan koşulları, bu gerçeğin dışında bana farklı bir şans tanımadı. Ancak içimde iz bırakan hayatımı anlamlandırmama engel de olamadı. Hayatımın yaşamışlıklarını paylaşmak amacıyla dostlarımı ve erenleri anmak adına bir çalışmada bulundum. Hakkını veremesem de tari

Dudaklarda şarkılarımız vardı. Ama ne şarkılar… Aşkın bestesinden muzdarip kelimeler, Yürürlükten kalkmış sözler, Literatür artıkları Ve daha neler neler Bir tanesi, `Sen gel, bulutlarım güneş olsun` Du! Ne acayip bir söz ki güneşimin, bulut olduğunu biliyordu! Beni izliyordu. Mutabık kaldık ve imzaladık. İmzam beyazdı. Seni gördüm ve avuçlarımı açtım. Özlemeye muhtaçtım.

Sitem edersin yanında olmadığım için Bilmezsin yanardağ gibi kalbim benim Ey gülüşü alemi aydınlatan güzel Beni benden alıp giden sensin

Sessizlik bozuyor Bütün bu düzeni Birer birer satılıyor insanlık Umut adına ne varsa Tüketiyoruz Sessiz kalmalar Bozuyor bütün düzeni.

Demirci’ye göre; “Bir şair, şiir kitabının adını en sevdiği şiirden esinlenerek koyduğunda diğer şiirlerini okuyucunun bilinçaltına hapsetmektedir. O şairin tüm şiirleri ise tek bir şiirin içinde eritilmektedir. İlla şiir kitabına bir isim verilecekse bunu okuyucu vermelidir. Her okuyanın kendini en derinden etkileyen veya kendini bulduğu şiir veya kelime olmalı bu kitabın adı. Şiirler de üç noktayla taçlandırılabilmelidir.” Bu düşünesiyle eserinin adını okuyucunun kalemine bırakmıştır. Bu ince noktanın

bir hevesti benim için. ama yine de olmadı. hâlâ çok istiyorum / fakat kapanmış bir miadı açmamak gerekir. zaten bunu çoğullayan benim vas diferans denklemlerim, eksik müteverrim duvarında küçükhasan mücevheri yalancıkta

O denizler şimdi tozlanmış, küflenmiş, naftalin tutmaz Zamanın paslı, zifiri karanlık yüklüğünde Yaşamak; kibirli, rahatsız bir uykudur şehirlerde Yalnızlık; dikenli bir battaniyedir, insan sızdırmayan

“Sırtını geriye verdi Mehmet Mavzeri sıkıca ellerinde, Tüm düşünceleri silindi Bedeni dayanınca geriye. Kapasam mı gözlerimi derken Baktı gökyüzüne Kim bilir, belki de, Birazdan bakacaktı gökyüzünden Sırtını dayadığı mevziiye.”

HARABATI DEDE’DEN NEFESLER Muhammet Mustafa aleme rahmet Aliyü’l-Murtaza sırr-ı velayet Hatice Fatıma eylerse imdat İmdat eyle şahım yoluna geldim Hasan ile Hüseyin kendi özümde Şu dünyada fanidir yoktur gözümde İmam Zeynel ile Hakk’ın izinde İmdat eyle şahım yoluna geldim Muhammet Bakır ile ben ilmi dersem İmam-ı Cafer’in sırrına ersem Musa-i Kazım’a gölümü versem İmdat eyle şahım yoluna geldim İmam-ı Rıza’dır Şah-ı Horasan Muhammet Taki’den takva öğrensem Delili Ali Naki ile uyarsa

Kendime bir zarf bıraktım Yalnız bir kâğıtta debelenen O çocuk değilsek eğer O çocuk benim adımdır Kırık parmaklarımda Satılan ömürdür kumarbaz hayata zamanlı Sarı yaprak omuzlarına gelene dek Kafelerde, fildişinden kahvelerde İçilirdi katıksız sade Zorba asılışında zapt edilmişin Olayını, amacını yitirmişin Kentidir taşları sokakların Fırtına günlerinde bile karanfilli Düş ağzından düşürmez celalini Yasak ilgiler ve bir çocuk o çocuk Ellerinde toka yön değiştiren.

Elinizdeki kitapta yer alan şiirler, Emine Işınsu’nun edebî hayatının ilk ürünleridir. Kitapta yer alan kırk dokuz şiir; onun gençlik döneminin duygu ve düşüncelerini yansıtan, yer yer “karamsar” bir ruh hâliyle yazılmış metinlerdir. Işınsu, on yedi yaşında bir genç kızın tabiat, eşya ve insan ilişkilerine bakışını yansıtan bu metinleri şiir olarak nitelemenin zor olduğunu ifade eder. Ancak “Her eserim alnımda bir çizgidir.” diyen Emine Işınsu’nun şiir kitabı da bu çizgiler arasındaki yerini alır. Işınsu’nu

Yedi defa vuruldum En çok perşembeleri acıdı gövdem Ülkeler vardı yüreğimde Hepsinde koşardı çocuklar uçurtmalara Rüzgârlar çalındı önce Sonra indi uçurtmalar Hırsızları gördüm Alınlarını siliyorlardı sabunla Yedi defa vuruldum En çok perşembeleri acıdı gövdem Katmanlı bir masal vardı önümde Her yerini çizdim önce Bir erik ağacı, bir kiraz ve vişne Testereler uğradı önce Sonra ezildi meyveler ve düşler İnsanları gördüm gülüyorlardı Öldüklerini bilmeden (Tanıtım Bülteninden)

Genç Kadın, Sığındım sana, yaslandım yüreğine… Ne gitmek geliyor buradan ne de kalmak ! Özgürlükler ülkesi yok artık, her şey viran oldu dağıldım yurdumdan. Korktum bir daha korktum ve bir daha ! Gökyüzünü unutur oldum ve o kuşlar artık yok. Onlara da kırgınım, sitemim var ! Ne senden bir haber getiriyorlar ne de bir umut… Maviyi özledim ben gözlerinin içindeki maviyi. Dün ilk defa yakın oldum sana sanki yer ile gök birleşti, umurlar çırpındı, hüzün oturdu, bana ağladı ! Gözlerine bakınca bir özlem f

Az Kuru Kısa Özet Tutunmalar, dokunmalar Çekine çekine sokulmalar Korunmalar düş sessizliği, hayal neşesi Kimi kimsesi uzun yolculuklarda Arkasında bırakırken üzüldüğü Süzüldüğü bir dağ yamacından Sözü var, haksızlıkta keskin kılıç Kini yok, pususu zifir Dili yılan, bin küfür Milyon inkişafla yatağa dolan Nefreti bir fetretin kılıcı yapan Yazması ve yazgısı olmayan Arşa giden yolu var Kulu var elinden tutanın Yüzüne samimi bir bakış atanın Toprağı var, bir yudum insan

Adım adım hece peşinde hece hece yaşam izinde Karanlık gecelerde söküp kor yüreğini asar göğe ay yerine ki ürkmesin silinip gitmekten bir masalda kendine yer edinememiş düşler.

Armağan Mirzanlı haikularından oluşan ilk şiir kitabıyla okuruna merhaba diyor. Kitapta yer alan haikulara şairin resimleri eşlik ediyor: "uzanan dal- / kime kavuşmak ister / kuşa mı yoksa" Haikuya yaklaşımını kitabın önsözünde şu sözlerle ifade ediyor şair: "Sözü süslemeden, gözü yormadan büyük sessizliğin gölgesini duraksayan anlarda bulmaya çalıştım. Haikunun şiir tarafıyla Zen Budizm’e bakan yüzü arasında parmak uçlarımda yürüdüm. (...) Japon kültürü ve hayat görüşünden dünyaya yayılan haiku, h

Bütün Renkler İnanır Işığa, Murat Atıcı, şiir, 72 sayfa, 13,5 x 19,5 cm, Haziran 2023, 1 basım. ISBN 978-625-99924-1-9 Hatırlamanın Şarkısı, İronik Öksürük ve Dal Tutunuyor Yaprağa kitaplarının şairi Murat Atıcı Bütün Renkler İnanır Işığa adlı yeni şiir kitabıyla okuruyla buluşuyor: “diyarbakır – siverek arası / bağra basmaktan yüreğe benzemiş taşlar”. Kitaptan tadımlık bir şiir: bütün renkler inanır ışığa biz bulduk göğü, yürürken yere bakmayan çocuklar her gölge siyahtı çünkü, ipte beyaz gömlek