Ben senin her kirpiğine Bir tesbih dizerim Kalbimin tam ortasına Resmini çizerim Nazar boncuklarıyla Gözlerini süslerim Ben senin her kirpiğine Bir tesbih dizerim Öyle yaratmışki Mevlam seni Baktıkça büyülüyorsun Beni Kirpiklerin diyorum Gözlerin diyorum Ben senin her kirpiğine Bir tesbih dizerim

“Bioenerji ile Şifa bulacaksın” Şifa, tam sağlık halidir. Yani bedensel zihinsel ve ruhsal olarak sağlıklı ve dengeli olmak demektir. İyileştirmeye ilk adım, bütün yöntemlerden önce verilmesi gereken ilk şifa bioenerji! Çünkü hasta olan beden, bu hastalığı iyileştirme gücüne sahiptir. Bu iyileştirme doğadaki enerji ile bedenin bir uyumudur. Erol KONUK, Bioenerji ile Sağlık kitabında bu gizemli iyileştirme gücünün kodlarını açıklıyor. Okurlarını “Bioenerji ile Sağlık” mucizesi ile tanıştırırken hastalık

Toplumumuzun kanayan yarası, okumuşu da bir, okumayanı da aynı. Bu dünya tek erkeklere ait değil, sadece benim sözüm geçerli olan, benim dediğim olur, istediğimi yaparım dünyası hiç değil. Birlikte yaşamayı, yaşatmayı, ne zaman öğreneceğiz? Kadınların bu dünyada var olduğunu, köle ve mal olmadığını, annemiz, bacımız, eşimiz, kızımız olduğunu ACABA ne zaman öğrenmeyi düşünüyoruz? Elbette günün birinde acı bir gerçekle karşı karşıya kaldığınızda ne yapacaksınız HAYAL bile edemiyorum. İşte bunun gibi deta

Gerçek bir hayat hikayesi Hangi hürriyetin esareti hangi canından bıkmışlığın cesaretiydi bu... Binlerce unutamayacağı yüzlerden parasının son kuruşuna kadar elde etmek istediği hazzın çirkin yaşanmışlıkların kurbanıyken... Yoluna yol oldukları bir yolunu bulup yok olmuştu... Yaşayamadığı geleceği unutamayacağı geçmişi olacaktı... Sürgüne düşmüş ömründen ziyan olmuş gülüşleri kaldı geriye... İnsan önce çocukluğuna yenilirmiş ya Onun gönlünü alan olmamış hiç hep kendi kendine bir köşede affetmiş g

Bilge nilüfer çiçeği, küçük çocuğun anlattıklarına üzülmüş ve ona yardımcı olmak istemiş. Deniz'e “Bak sevimli çocuk, çiçeklerde olduğu gibi, insanların da her biri birbirinden farklıdır. Ama önemli olan her insanın sahip olduğu güzel özelliklerini görmesi ve eksikliklerinin farkına vararak kendisini sevmesidir. Gerçek mutluluğu arıyorsan ve üzülmek istemiyorsan bunu yapman gerekiyor. O zaman başka insanlar seni üzemez. Aslında tüm çiçekler ne kadar da güzel görünüyor değil mi? Ama bunun farkında olmadıklar

Hayata gözlerimi açtığımda hiç birseyden haberi olmayan bir çocuktum. Zaman içinde aklımın bazı gerçekleri anladığında bu hayatın nekadar zor olduğunu anlamıştım. Dersinki gönlüme hiç düşmeyen Duygular yarınlar için bir imtihanmış meğer. Bazen gözlerimiz bulutlanıp yağmur döksede, içine hem hüzün hem mutluluk barındıran dünyayı meğerse bizler ne kadar yormuşuz. Bu yüzden diyorumki bu hikayede ve şiirlerde sizler de varsınız. Saygılarımla.

İlk kitabım "Geride Kalanlar"ın devamı niteliğinde olan "O Günden Sonra" maddi manevi kayıpların ardından, yaşadığımız üzüntülerin ve çaresizliğin gölgesinde, kızlarım ile birlikte yeni bir yolun başlangıcıdır. Aslında her başlangıç yeni umutları ve beklentileri de beraberinde getirir. Yeni yaşamımıza adım attığımız bu yolda, ayağımız çoğu kez engellere takılsa da düşsek de hiçbir zaman geri dönmeyi aklımızın ucundan dahi geçirmedik. Kızlarımla birbirimize kenetlenerek güç alarak hep güzel şeylerin hayalini

Yazılmayanı yazmak cesaret işidir! Bin yıllardır kayıp, som altından yapılmış bir şamdan. Şamdanın peşinde olan gizemli eller. Bu gizemli eller tarafından işlenen korkunç cinayetler. Kudüs, Roma, İstanbul ve İznik arasındaki bağlantı ne? Polisin eline geçen tarihi haritada yazan “Mermerlerinin parıltısıyla güneşten daha göz alıcı, her yanı altınlarla dolu mabet” nerede peki? İstanbul’un altında gizlenmiş kadim sırlar açığa çıkmayı bekliyor.

Hayallerim bile hayal şimdi. Olmaya çalışmaktan ve olamamaktan ibaretim. Her güne aynı senaryo ve aynı replik. Benim yolum da başka yokuşum da. İki oda arasında serilmiş bir halinin çıkıntısı benim yokuşum ve yok oluşum. Yapamam, gidemem ve yürüyememden ibaret cümlelerim. Oysa ben otogarlar arasında bitmez bir yolu yürürken Burhaniye'ye yolu düşmüş, oraya yerleşmiş, oralı olmaya doğru doğacak çocuklarıma isim koymustum. Sahi ben bir ara mutlu olmuştum.

Ön Yargı neydi? Simay biliyor muydu bu duyguyu? Belkide hiç beklemediği şekilde en büyük acıyla yaşayarak öğrenecekti... İki büyük ve imkansız aşkın gerçek yüzünü göreceklerdi peki haklı olan var mıydı bu acıda...

Sevgili okuyucum, “Uyanmak İçin Sabırsızlanacağınız Bir Hayat Kurun” alemine gitmekte olan yolculuğumuz başlamak üzeredir. Her zaman güne gülümsemeyle başlayın ki sizden nefret edenler bugün de mutlu olduğunuzu görsünler. Yapabileceğinize ister inanın ister inanmayın, her iki durumda da inandığınız olacaktır. Herkes bu dünyaya olmaya geldiğinin hep daha iyisi olmayı hedefleyip, yapmaya geldiğinin en iyisini yapmaya çalışmalı. Hayat hem kendini geliştirmek hem aşmaktır. Kendinizi olmak istediğiniz gibi

"Ben Gölgemi Daha Çok Sevdim" Hayat denen ince bir ip üzerinde yürüyoruz, Sağımız uçurum solumuz yangın yeri, Yaşarken ateşlerde cehennemi yaşıyoruz. Kim dost, kim düşman, kim kardeş, Kim gerçek seviyor bilmiyoruz. Evlat ise içini yakıp geçiyor usta. İnanmak istiyor insan her yüzüne gülen insana, İnanmak için bir parça duygu bırakmadılar ki bizde. Dönüp bir de sen çok değiştin diyorlar, Nasıl değişmeyeyim, gerçek yüzünüzü gördüm. Sizleri gerçekten tanıdıktan sonra, Ben gölgemi daha çok seviyoru

KARATOPRAK Karalardan korkarım, oldum olası Küçükken kara böcü başladı Sonra mektepte karatahta Toroslarda bir eşkıya vardı Karamemed Ödümüz patlardı köye inince Karayazı derdi ebem Karayazı Tiril tiril titrerdik Karakışta O gün bugün korkarım, Karalardan Kara günden Bir tek kara severim Oldum olası Bir tek kara O benim için, kara değil Ak paktır O da ekmeğini yediğim Kara topraktır. (1969 Ormana) Kullanılan Reklam Mecraları : Sosyal Medya

Hiçbirimiz dünyaya gelmeyi kendi arzumuzla tercih etmedik. Asıl sorun da zaten bu aşamadan sonra başlıyor. Hangi toplumda, nasıl bir aile ortamında olacağımızı tayin etme şansımız olmuyor. Madem bazı şeyler elimizde değil, o halde bize dayatılan yaşam şartlarını biraz daha yaşanabilir insani standarda ulaştırmak için, biz insanlara yaratılıştan verilen yetenek ve hayal gücümüzü zorlayarak, mevcut imkanları da kullanarak olumsuz şartlardan kurtulmak için mücadele etmede tereddüt etmemeliyiz. Şahsen ve

‘’ Peyman Babil ‘in büyük ilgi gören Lita adlı şiir kitabından sonra, yeni kitabı Aşkla Çarp Kalbim okuruyla buluşuyor.’’ Sevgilim, sevgilim Dinle sevgilim Sen hiç Aşkın göğünü çizen uçurtma gördün mü Hayal edilen göğü… Ben gördüm Sokağımızın üstünden geçmişti El sallamıştı Gülümsemişti Bir kız kuşu getirmiş onu çok uzaktan

Gerek Kur’an-ı Kerim’in anlaşılmasına yönelik çalışmam ve gerekse Türkçemizle İbadet adlı çalışmam, cumhuriyet ile başlayan aydınlanmamıza büyük emek veren, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, bugün aramızdan ayrılmış bulunan ve yaşayan değerli insanlarımızın açtığı yolun bir devamıdır ki, daha niceleri bu yoldan yürümeyi sürdürecektir. Bu çalışmalar, Arapçayı yere göğe sığdıramayan, Kur’an’ı Türkçe okumakla Hatim İndirmenin geçerli olmadığı savını ileri sürenlere yönelik bir yanıttır. Amaç; hatim

Bastonundan güç alarak eğildi, nasırlı elleri ile yolun kenarından bir tutam sarı, sapsarı kuru ot kopardı. Avucunu açmadan Tahsin Öğretmen'e doğru uzatarak ota bakıyordu. ''İşte...'' dedi sustu. Derin bir nefes aldı, ''İşte biz tam da bu kuru ot gibi olduk. Elimi açsam avucumun içerisinden rüzgar her parçasını bir dağa alıp götürecek.'' Anası öldüğünde on iki yaşına gireli bir kaç ay olmuştu. Önce Hüseyin görmüştü urganın ucunda sallanan anasının bedenini. Gördükleri karşısında nutku durmuştu. Hiçbir şey d

"Bir kadın zihinsel olarak güçlü bir kadın olduğu zaman bu hayatta mutluluğu artar, özsaygısı artar, özgüveni artar, başarı kapıları açılır, hedeflerine ve hayallerine ulaşma imkanı yükselir. Ayrıca bir kadın zihinsel olarak güçlü bir kadın olduğu zaman karşılaştığı problemlerle ve zorluklarla mücadele etmesini de bilir. Güçlü bir kadın olmak istiyorsanız ilk önce zihinsel gücünüzü arttırmanız gerekir. Özellikle benim kucakladığım 8 çiçekli madde var. Bu 8 çiçekli maddeyi sizler için paylaştım. Benim sizler

Şiir zaten vardı; Düşündünüz mü? Şiir kaç asır önce çıktı ortaya! İlk kaleme alınmasının hikâyesi neydi acaba? Nasıl bir aşk ya da sevgi ortaya çıkmıştı ki satırlarla buluştu düşünceler, düşler, yaşam? Eskiler; ilk metinlerin sahipleri, sahibeleri neler düşünmüştü o zamanlar! O zamanki düşüncelerinden bu zamanlara kadar ulaşabilmişler mi? Neyi amaçlamışlardı ilk satırlarda? Şiir zaten vardı. Doğa başlı başına bir şiirin ahenginde değil mi? Gözlerimizi yumduğumuzda, rüzgârın fısıltılarında, gün doğumunda, gü