Yurtdışında özellikle gayrimüslim ülkelerde helal gıda erişimine karşı yaşadığımız sorunlar herkes tarafından bilinmektedir. Bu sorunlardan hareketle yurtdışı seyahati yapan ya da yurtdışında yaşayan ve helal gıda hassasiyeti olan bütün insanlara yönelik bir rehber oluşturmak için Helal Gıda El Kitabı hazırlanmıştır. İslam dininin belirlediği helal gıda kurallarına uygun bilgilerin, kitap içerisinde Türkçe, İngilizce, Fransızca, İspanyolca ve Rusça gibi farklı dillere çevirileri yapılarak helal gıdanın daha

Türkiye’nin önde gelen 50 şefi, Koruncuk Vakfı ve Korkmaz işbirliğiyle, çok özel 50 tarifle bu kitapta bir araya geliyor. Herkese hitap edebilecek çeşit çeşit tarif ve yemek pişirme tüyosu sizleri bekliyor. İçinde hangi tarifler mi var? Ayşe Tüter’den aşure, Batuhan Piatti’den pizza, Hazer Amani’den Ossobuco Milanese, Refika’dan “kendini künefe sanan köfte”, Sahrap Soysal’dan keşşir pilavı, Somer Şef’ten humus ve daha bir sürü özel tarif! Ayrıca bu özel kitabın tüm gelirleri, depremden etkilenen kız çocukl

Fethiye'nin yöresel mutfağı üzerine şimdiye kadar bütünsel bir çalışma yayımlanmamıştır. Kitabımızın amaçlarından biri de yerel mutfak kültürünün kayıt altına alınması ve gelecek kuşaklara aktarılmasıdır. Fethiye'nin gelenek ve görenekleri, yaşam tarzları zaman içinde etkileşimde olduğu topluluklarla değişim göstermekle birlikte yerel yemeklerini koruyabilmiştir. Gelecek kuşakların da bu uyumu sağlaması, yerel besinleri yaşamlarına uyarlayabildiği sürece geleneksel yemeklerin devam etmesi mümkündür. Bu nede

MEYVELER ASLINDA SUDAN DAHA ÇOK GÜNEŞI SEVER. GÜÇLÜ AROMALARINI HEP DAHA SICAK IKLIMLERDE BULURLAR. Kolomb, 1492 yılında Amerika'ya gittiğinde kıtadaki domates, biber, patateslerden henüz Asya ve Avrupa’nın haberi yoktu. Anadolu’ya bu sebzelerin geliş tarihleri de çok eski değil. Peki bu çok uzak olmayan geçmişte mutfağımızda neler vardı? Nihat Özdal, çocukluğunun geçtiği Fırat Nehri kıyısındaki meyve bahçelerinden, babaannesi Dünyazad’ın yaptığı meyveli yemeklerden yola çıkarak bugün halen Anadolu’da y

Özel ve güzel yemek pişirmek bir sanattır. Çağımızın insanı yemek yapmakla beraber, beslenme tekniklerini de bilerek mutfağa girmeli. Sağlık, çok yemekle değil dengeli beslenmekle kazanılır. Yemeklerin besin değerinin yanında; bütçeye uygunluğu, kolay hazırlanabilir olması, lezzeti ve görüntüsü de yemek pişirmek ile bir bütündür. Televizyon programlarının yemek tariflerinden geçilmediği, sosyal medyadan her tarife ulaşılabildiği günümüzde neden yemek kitabı yazıyorum? Uzun yıllar mutfakla barışık olan, kala

Hititler’den Osmanlı’ya gelmiş geçmiş birçok medeniyetin beşiği, verimli Çukurovası’yla meşhur Adana... Adını, etrafını çevreleyen güzel vadi anlamındaki “Vadi-i Lemon”dan alan, Nemrut Milli Parkı’yla ünlü Adıyaman...Tarihî dokusu, köklü geçmişe sahip kültürüyle medeniyetlerin buluşma yeri Diyarbakır... İpekyolu’nun en gelişmiş kenti, yemek festivalleriyle ünlü, Kurtuluş Savaşı’nın simge şehri Gazişehir Gaziantep... Asi Nehri’nin ikiye böldüğü, farklılıkları ve hoşgörüsüyle meşhur, dünyanın en önemli mozaik

Gıda medeniyet tarihinde farklı boyutlarıyla zaten etkin olan bir olgu. Küreselleşen dünyamızda ise beslenme kültürü kişilik, kimlik ve ruhumuza etkileriyle yükselen bir söylem haline gelmekte. Yemek sadece yenmiyor, konuşuluyor. İnsanoğlu kendini gastromania’ya kaptırmakta. Gastronomi giderek insan ve toplum bilimlerinin merceğinde. Bir iletişim dili olarak yemek tüm simgeselliğiyle siyasetten spiritüalizme değin tartışılmakta. Oya Ayan bu özgün çalışmasında disiplinlerarası bir yaklaşımla postmodern dönem

“Leziz Diyet Mutfağı” kitabı, sağlıklı beslenmeyi lezzetli bir şekilde sağlamak isteyen tüm bireyler için cerrah, şef ve diyetisyen eşliğinde hazırlanmış bir kitaptır. Bu kitapta besin değeri yüksek, doyurucu ve lezzetli birçok tarifler bulunmaktadır. Çoğu bireyler, diyet yaparken yemeklerin lezzetsiz olduğundan kaynaklı diyet yapmak istememektedir. Bu algıyı değiştirmek ve kişileri sağlıklı beslenmenin lezzetli olabileceğini göstermek adına bu kitap düzenlenmiştir. Kitabın içerisinde, diyeti lezzetli bir ş

Yemek kültürü, kültürel yapıyı göstermesi açısından gündelik hayata ilişkin bir ipucu. Egemen kültür tarafından asimilasyonla karşı karşıya olan kültürel yapımızla birlikte bu yapının bir parçası olan yemek kültürümüz de değişmekte. Örneklemek açısından söylüyorum, bundan on yıl önce Ardeşen’de hiç kebapçı yoktu. Yirmi yıl önce ise “salı”da (Ardeşen’de pazarlar salı günleri kurulur ve bu yüzden pazarın Ardeşen’deki adı “salı”dır) sakız kabağı satılmazdı. Bugün ise genel olarak İstanbul restoranlarının benze

Türk mutfağının vazgeçilmez yemeklerini hepimiz severek yeriz. Yemek önemli bir konudur; sofraların tadını ve kalitesini artırmak için tarifler aranır, yemekleri güzelleştirmek için çeşitli püf noktaları öğrenilmeye gayret edilir. Yemek menüleri her zaman gelişmeye değişmeye açık bir konudur ve insanların en çok özen gösterdiği şeylerden biridir. Hem yemek başka açıdan da önemlidir ki fizikî olarak bedeniniz ne kadar kendini iyi hissederse ruh hâlinizde bu durumdan sandığınızdan daha çok etkilenir. Tam bu n

Buzdolabı Vatandaşları: Bir Gastronomi Distopyası Tat duyusuyla bezeli bir kalem, edebiyata yenilikler vadediyor; lezzet algısının yolunda Emre Turan, ilk "gastronomi romanı” ile okurunu selamlıyor! Fakat Turan, bu iddialı eserinde, sebze ve meyvelerden dökülen sözcükler ile distopik bir çürümüşlük, israf ve sindirimin meşakkatli yolculuğuna da vurgu yapıyor. *** Bizlere masalsı bir edebi dünya sunan Turan'ın en büyük arzusu, bu gastronomi distopyasıyla okurlarında bilinç uyandırmak. "Gastronomi, doyarken v

İncili Gastronomi Rehberi’nin 5’incisi ile karşınızdayız. Türkiye’de ilk kez değerlendirme ve derecelendirme yöntemi kullanarak gastronomi rehberi hazırlamaya karar verişimizin üzerinden yedi yıl geçti. Binlerce yıllık gelenekten süzülüp gelen, çok güçlü ve zengin bir mutfak kültürüne sahip olmamıza karşın bu zenginliğin bir restoran kültürü yaratması kolay olmadı. Ancak yola koyulduğumuz 2016 yılından bu yana dünya çapında restoranlarımızın, yıldız şeflerimizin, tadı damaklarda yer eden lezzet durak

Ahmetbey Köftesi Kısa Özet Ahmetbey Köftesi gastronomik bir öğe olarak Trakya`dan başlayarak tüm Ülke çapında kendini göstermeye başlamıştır. Çevredeki örneklerine kıyasla çok da geniş olmayan bir alanda bu kadar yoğun bir kümelenmenin pek fazla örneği bulunmamaktadır. Bu nedenle böyle bir vakanın hem gastronomik hem de girişimcilik açısından incelenmesi zorunluluk arz etmektedir. Bu çalışma ile Ahmetbey Köftesinin başlangıcı ve gelişimine ışık tutarak günümüzdeki konumu ele alınmaktadır. Ayrıca kümelenme

Antik Yunan ve Bizans'tan Osmanlı saray mutfağına yansıyan rafine damak tadı, günümüz Türk mutfağına zengin bir miras bıraktı. Bu lezzet harmanı bugün unutulmaz tariflerle nesilden nesle aktarılan mekânlarda hayat bulmaya devam ediyor. Tarihî lezzetlerin izini süren nehir söyleşi tarzındaki bu kitapta, farklı memleketlerden gelen ve hâlen kaybolmayan bu tatların hikâyeleri anlatılıyor. Geçmişte sokak lezzetleriyle öne çıkan bu göç yolunda 100 yılını geride bırakan ailelerin son kuşakları olan lezzet ustalar

En basit tanımıyla "iyi yemek yemenin bilimi ve sanatı" olarak bilinen Gastronomi kavramı günümüzde güzel sanatlar, sosyal bilimler ve doğa bilimleri ile ilişkilendirilmektedir. Tarih öncesi dönemlerde fizyolojik ihtiyaçları karşılayabilmek adına önem taşıyan yemek yeme eylemi zamanla keyif ve haz veren yönünü ortaya çıkararak bakış açısını da değiştirmeye başlamıştır. Edebiyattan resime, heykelden sinemaya sanatın çok farklı alanları tarih boyunca mutfak ile kesişmiştir. Multidisipliner çalışma eksen

CAN'DAN SALATALAR, ya sağlık ya da lezzet ikilemine son verecek bir kitap.. Bu yanlış anlayışa göre sağlıklı beslenme seçimi lezzetten yoksun bir beslenme anlamı taşımaktadır. Bunun yanı sıra kimi zaman uygun malzemelere rağmen yanlış hazırlama teknikleri, bazen de uygun olmayan malzeme kullanımı veya malzemelerin doğru kullanılmaması sağlıklı yaşamın vazgeçilmez öğesi olan beslenmeyi olumsuz hatta sağlık için tehlikeli hale getirebilmektedir. Oysa “hem sağlıklı hem de lezzetli” anlayışının geçerli olduğu b

Arkeolojik zenginlik açısından rakipsiz, gastronomik zenginlik açısından Dünya’nın önde gelen sayılı mutfakları arasında yer alan Türkiye'de birbirinden değerli pek çok sivil toplum örgütü her yıl bir birinden ilginç etkinliklere imza atıyor. Ne var ki hem kültürel, hem bilimsel, hem de turistik açıdan önemli katma değer içeren onca etkinliklerin pek çoğunun içeriği kayda bile geçmeden kaybolup gidiyor. Antik Zaman Sofraları kitabı, bu bağlamda önemli bir eser ve her türlü takdiri hak ediyor. Çorbada tu