The European Parliament has proposed İstanbul as the candidate for the Cultural Capital of 2010. Undoubtedly İstanbul is a most fascinating city without rival. It is a treasure full of magnificent and invaluable monuments of 2700 years. Therefore, it has not been easy to make a selection among them. This volume presents panoply of historic monuments accompanied by brief information along with superb photographs as yet unpublished. There are two principle sections; the first one is devoted to Roman and Byza

Avrupa Parlamentosu tarafından 2010 Kültür Başkenti adayı seçilen İstanbul, şüphesiz dünyada benzeri olmayan büyüleyici bir şehirdir. 2700 yıllık bir geçmişi olan bu şehir bünyesinde barındırdığı birbirinden görkemli ve değerli anıtların bulunduğu gerçek bir hazinedir. Dolayısıyla bunların arasından bir seçim yapmakta hayli zorlandım. Bu kitap, tarihi anıtlar hakkında az ve öz bilginin yanı sıra bugüne kadar yayınlanmamış muhteşem görüntüler bulacaksınız. Kitap iki bölümden oluşmaktadır; birinci bölüm Roma

Osmanlı ülkesinde Türkler tarafından yayımlanan ilk dergi Vakayi-i Tıbbiye'dir (1849). Ancak Vakayi-i Tıbbiyeyi gazete kabul edenler, Mecmua-i Fünunu ilk dergi olarak kaydeder. Aylık olarak yayımlanan Mecmua-i Fünun 1862-1867 yılları arasında 47 sayı çıkmıştır. İki yıl sonra, 1869'da ilk çocuk dergisi olan Mümeyyiz yayımlanmıştır. Ülkemizde Türkler tarafından çıkarılan ilk resimli dergi olan Mir'at ise 1862 yılında üç sayı çıkmıştır. Bu ilk dergiler genellikle Osmanlı ülkesinde doğa bilimleri ile uğraşan ç

İstanbul´un 100´leri serisinin fotoğrafçılar kitabı, İstanbul´u kareleyen fotoğraf sanatçılarının öyküsünü anlatıyor... Vizörüne İstanbul´u yansıtmış, kadrajında farklı karışımlardan bir İstanbul fotoğrafı çekmeyi bilmiş İstanbul´un fotoğrafçıları bu kitapta bir araya geliyor... İstanbul´un güzelliğinin farkına varan ve bu güzelliği hissetmemize pay sahibi olan ´güzel sanatların´ temsilcileri, İstanbul içindeki ´derya´dan haber veriyor.

Çolpan, İstanbul'un masalsı denizinde kulaç atarken, kâh geçmişten kâh günümüzden sahifeleri minyatür'ce anlatarak, bizi tarihi bir yolculuğa çıkarıyor... Bu yolculukta, İstanbul'u İstanbul kılan bütün güzellikler resm-i geçit yapıyor; hafızamızın huzurunda arz-ı endam ediyor... Ve Osmanlı İstanbul'unu var eden kültür, gürül gürül akıyor Çolpan'ın minyatür bahçelerinde...

İstanbul'da azınlık olmak hem benzersiz bir zenginlik, hem de zaman zaman biraz burukluk. Nerelisin? diye sorduklarında Yedi sülale İstanbulluyum! demekten öyle gurur duyuyorum ki... Babam Ermeni, annem Rum, büyükannem Musevi, dedem Rus, kuzenlerse Müslüman olunca, renkli ve unutulmaz anılarla yüklü bir çocukluk da kaçınılmaz oluyor. Her yıl onlarca bayram kutlardık. Kiliseden sinagoga, şekerlerle bayram ziyaretlerinden el öpmelere... Üç dine özgü ritüeller, açılan sofralar, komşular arasındaki dayanışma;

Geçmişin, bugünün ve geleceğin dünya kenti İstanbul'da gerçek bir İstanbullu olmanın yolu onu yeterince tanımaktan geçer. Dolayısıyla İstanbullulara düşen bir görev var. O da, bu kitapta tanıtılan eserleri yakından tanımak, onları korumak ve gelecek nesillere yakıp yıkmadan, kırıp dökmeden aktarmaktır. Çünkü biliyoruz ki İstanbul'u ve onun güzelliklerini tanıdıkça, korudukça ve başkalarına tanıttıkça onu daha çok sevecek, ona daha sıkı bağlanacaksınız. Gündelik koşuşturmacanın içinde önünden yüzlerce kez ge

Bu kitap, sevgili İstanbul'umuzun belki de yitip gitmekte olan güzelliklerini mazide kalmış yönleriyle Türk ve yabancı ressamların fırçalarından bizlere yeniden hatırlatıyor.

İstanbul´u ziyaret eden Batılı gezginlerden Baron De Tott, Boğaziçi sahilhaneleri hakkında şöyle yazar: Boğaz´ı serinleten Kuzey meltemlerine bir de Anadolu ve Rumeli kıyılarının çeşitli yerlerinin güzellikleri eklenince, imparatorluğun büyükleri yazın sayfiye köşklerine akın ederler. Boğaz kıyısındaki güzel yalılar padişahın yazlık ikâmetine ayrıldığı kadar, Boğaziçi´nin süslenmesine de katkıda bulunurlar... Türklerin tercih ettiği doğal bitki örtüsü ile bu yalılar daha da göz alıcı hale gelir.

Kitaplar geçmişi bugüne, bugünü geleceğe bağlar. İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak, yapmakta olduğumuz kültür ve sanat faaliyetleri içinde kitapların her zaman çok özel ve çok farklı bir yeri olmuştur. Ortak mirasımızı gelecek kuşaklara aktarma isteği ve heyecanıyla kitaplar yayınlanıyor, İstanbul´a katkı sağlayacak kültürel çalışmalara destek oluyoruz. Elinizdeki çalışma çok özgün ve çok özel bir eserdir. Özgündür çünkü, yabancı elçilik saraylarıyla ilgili ilk defa gün ışığına çıkan bilgi, belge ve f

Kiminin şehrin, atardamarı gibi misyon üstlendiği, kiminin toplardamar olduğu, kimininse kılcallarını oluşturduğu bu yolların İstanbul'da ve İstanbullu olması ilgilendiriyor bizi. Bu yolların adı cadde, sokak, yokuş ya da çıkmaz ile terkibe girse de hepsi yoldur esas itibariyle. Kiminde ömür tüketilir, kiminin üstünden geçilip menzil-i maksuda gidilir sadece. Kimininse etrafı, hadi Evliya Çelebi'nin dediği gibi diyelim, iki cenahı da vacibü'sseyr olduğundan oyalar yolcusunu manzarasıyla. Nihayetinde yolcu k

Önce söz vardı der kutsal kitaplar... Temeli söze dayanan efsanelere göre de yeryüzünün en güzel şehri, etrafını çevreleyen masmavi denizi, boğazı ve yemyeşil doğasıyla İstanbul'dur... Dünyanın gözbebeği olan İstanbul, kuruluşundan günümüze gelinceye kadar, dünyada eşine az rastlanır tabii güzellikleri, kültürel zenginliği, abidevî mimarisi ve şahsiyetleri, hemen her renkten, her dilden ve her dinden insanın hoşgörüyle birlikte yaşaması ile yüzyıllar boyunca efsunlu güzelliklerin yeryüzündeki en nadir köşe

İmparatorluklar başkenti İstanbul, sanatın birçok dalına olduğu kadar sinemaya da ilham verebilmeyi başarmış dünyanın en güzide şehirlerinden biridir. Zengin etnik kimliğiyle, medeniyetlerin harikulâde izlerini taşıyan mimarisiyle muhteşem doğası ile İstanbul, yaklaşık bir asırlık geçmişe sahip sinema sanatında sayısısız filmin vazgeçilmez dekoru olmuştur. Sadece Türk yönetmenlerin değil, yabancı sinema ustalarının da aşık olduğu İstanbul'umuzun eşsiz güzellikleri, izleyicilerde her zaman unutulmaz tatlar

Üç ismi ve üç tarihi olan bir şehirde yaşıyoruz. Ama birçoğumuzun sadece iki İstanbul'u var. İlki, gündelik koşuşturmacanın içinde sadece cadde ve sokaklarını kıllandığımız kalabalık metropol; ikincisi ise ancak şöyle dikkatlice bakışlarımızı yönelttiğimizde fark edebildiğimiz doğal ve tarihi güzellikleriyle insanı kendine hayran bırakan dünya başkenti İstanbul. Yabancı gazetecilerin bu kitapta derlenen yazılarının, İstanbul'un kadim zamanlardan beri değişmeyen temel karakterinin, yani hoşgörülü kozmopolit

İstanbul'un 100 Kütüphanesi kitabı kentimizde bulunan önemli kütüphaneleri tanıtmaktadır. İstanbul'un ülkemizin en önemli kültür merkezlerinden biri olması değerli kütüphanelerin de burada olmasını kaçınılmaz kılmaktadır. İstanbul'da her alanda bulunan çok sayıda kütüphane kentin kültürel gelişmini de yansıtmaktadır. Bu kitapta daha önce kütüphaneleri tanıtan kitaplardan farklı olarak İstanbul'daki kütüphanelerin değişik yönleri ortaya konmaya çalışılmıştır. 2010 yılında Kültür Başkenti olan İstanbul için

İstanbul'un 100 Musikişinası kitabı, tarih içindeki uzun yolculuğumuzun yaklaşık son altı yüzyılındaki üretken varlıklarıyla hayatımıza musikinin pırıltılı damgasını vurarak anlam katan, kimliğimizin en kişilikli ayırt edici vasıflarından birini oluşturan ve kültürümüzün dilimiz kadar önemli olan unsurlarından biri olan musikimizi ilmek ilmek ören vazgeçilmez önemdeki 100 musikişinasın şahsında, kendi sesimizi bir kere daha hatırlamaya ve düşünmeye vesile olmayı amaçlıyor.

Dünyanın en güzel şehirlerinden biri olan İstanbul, enfes doğasıyla olduğu kadar günlük yaşamı, törenleri ve gelenekleriyle yüzyıllarca yerli ve yabancı ressamlara esin kaynağı olmuştur. Sarayburnu, Haliç, Pera, Galata, Boğaziçi, sıcak bir Üsküdar sokağı, mezarlıklar, törenler, anıtsal mimari örnekleri, kahvehaneler, sokak satıcıları ve mesire yerleriyle İstanbul'un hemen her köşesi, bir oyma ustasının gravüründe, bir nakkaşın minyatüründe, bir ressamın ışıltılı tuvalinde küçük kesitler halinde yerini almış

Şehirler sultanı İstanbul, binlerce yıllık tarihinde iç büyük imparatorluğa başkentlik yapmıştır. Bu görkemli geçmiş İstanbul'u pek çok sivil, dini ve askeri yapılarla süslemiştir. İstanbul'da 100 Roma ve Bizans Eseri adlı kitap, İstanbul'un Roma ve Bizans dönemine ait yüz yapıyı tanıtmaktadır. Biz kısmı tarihin derinliklerinde kaybolmuş, bir kısmı ise varlıkları ile İstanbul'un yapıtaşları olmaya devam eden bu eserlerin gravür ve fotoğrafları da kitapta yer almaktadır. İstanbul'un tarihi mirası bizi geçm

İstanbul'un 100 Spor Kulübü adlı bu eser, ülkemizin her alanda başı çeken İstanbul'unun sayfalar dolusu hikayesi olan spor kulüplerine yer vermektedir. Bir kısmı hala sporseverleri peşinden koşturan bir kısmı ise ne yazık ki tarihteki yerlerini almış ya da eski görkeminden uzak ekipler bu kitapta bu sefer okuyucuyla buluşuyor. Özellikle Osmanlı İmparatorluğu'nun son döneminde gerçek kimliğini bulmaya çalışan spor kulüpleri, işgal yılları ve bu devirdeki gündelik yaşantıyı da derinden etkilemiş, silahlı di

İçindekiler / Contents Adolphe Thalasso ve Deri Se'adeti / Adolphe Thalasso and His Deri Se'adet Şehir ve Hayat / The city and Life Dua / Prayer Gündoğumunda İstanbul / İstanbul at Down Sabah Ezanı / The Morning Call to Prayer Balıkçılar / The Fishermen Ramazan Gecesi / Ramadan Night Tulumbacılar / The Firefighters Arzuhalciler / The Public Scribes Bayram / Bairam Kadın / Women Mukaddime / Preamble Kayıkta / On The Caique Düğün / The Wedding Hamam / The Hammam Çingeneler / The Zingaros Kız Kulesi / Leand