"Arrigo büyük bir başarıya daha imza attı ve geleceğin araştırmacıları, hukuk sisteminde gömülü bulunan psikolojik yaklaşım üzerine onun etkileyici analizini paylaşma ve kullanma şansını yakaladılar." –Lloyd Klein “Eğer ceza adaleti sistemi geliştirilecekse, bu kitaptaki meseleler çözüme kavuşturulmalıdır.” –Jeffrey T. Walker Psikolojik hukukbilim, hukuk alanında psikolojiden yararlanma fikri üzerine temellenir. Psikoloji bilimlerinin teori ve yöntemlerine dayanarak politika oluşturmanın ve adaleti te

Öfke Dansı’nın ünlü yazarı Harriet Lerner, bu kitapta anneliğin gerek bizi gerekse tüm ilişkilerimizi nasıl değiştirdiğini anlatıyor. Psikolog ve anne olarak kendi bakış açsından, bu konudaki hem eğlenceli hem de yürek sızlatan kişisel hikâyelerini bizimle paylaşıyor. Doğumdan boş yuvaya alışmaya kadar, anne dansının ne demek olduğuna ilişkin bu son derece esprili ve etkileyici kitapta, ebeveynlik yaparken hata olarak görülen şeylerin genellikle yalnızca öğretici deneyimler olduğunu açıklayarak bizi ra

Gördüklerinizden hiçbir zaman memnun kalmadığınız için aynaya bakmakta zorlanıyor musunuz? Daha iyi bir insan olmak için ne kadar çaba sarf etseniz de, vücudunuz üzerinde ne kadar çalışsanız da kendinizden asla memnun değil misiniz? Sürekli kendinizde bir kusur mu buluyorsunuz? Mükemmeliyetçi misiniz? Ne kadar başarılı olursanız olun, asla yeterli değil mi? Sizi sürekli azarlayan veya yaptığınız her şeyi yanlış bulan bir içses tarafından eleştiriliyor musunuz? Bu soruların en az birine evet yanıtı verdi

Bir nörolog psikosomatik hastalığın son derece gerçek dünyasını keşfe çıkıyor…İçten içe hayranlık duyduğumuz biriyle göz göze geldiğimizde çoğumuzun yüreği pır pır eder ya da hiç yapmak istemediğimiz bir sunuma başlarken alnımızda ter damlacıkları birikir. Ancak çok azımız vücudumuzun duygularımıza verdiği tepkilerin bazen ne kadar dramatik ve uç noktada olabileceğinin farkındayız. Doktora giden insanların yaklaşık üçte birinde tıbbi olarak açıklanamayan semptomlar görülüyor ve bunların büyük bir çoğunlu

“Yapıcı bir oto-analiz gerçekleştirme şansı büyük ölçüde ‘yapabilirim’ ve ‘yapamam’ veya ‘yapacağım’ ve ‘yapmayacağım’ın göreli gücüne bağlıdır. Bu da kişisel gelişimi tehlikeye atan tutumların derinliğine bağlıdır.” Karen Horney M.D., eşsiz bir üslupla kaleme aldığı Oto-Analiz’de psikanalitik süreçlerle ilgilenen, psikanalitik süreçten geçen veya kendi kendini analiz etmenin mümkün olup olmadığını sorgulayan okura yeni bir pencere açıyor. Bu pencereden oto-analizin örneklerle bezenmiş gerçekçi doğası

Depresyonda değilsiniz; sadece Değişim Üçgeni’ne ihtiyacınız var! Sara kendini ortaya koyma konusunda zayıflatıcı bir korku yaşıyordu. Spencer sakatlayıcı bir sosyal anksiyete yaşadı. Bonnie içine kapanmış, duygularından kopmuştu. Bu hastaların hepsi psikoterapist Hilary Jacobs Hendel'e depresyon tedavisi için gelmişti ama aslında hiçbiri biyokimyasal olarak depresyonda değildi. Aksine, Jacobs Hendel hepsinin gençliklerinde, depresyon belirtileri gibi görünen duygusal savunmalar yapmalarına neden olan t

“Sevgiyle kucaklanmalı, ninnilerle uyutulmalı ve ilgiyle büyütülmeliydin. Başkalarının ihtiyaçlarını karşılayabildiğin için değil, yalnızca kendin olduğun için sevilmeli ve fark edilmeliydin. On yıllar sonra bile sahip olmayı umduğun bir annenin, iyi ve annelik edebilecek bir figürün kaybını yaşıyorsun ve bu hiç adil değil.” Bir çocuğun kurduğu her bağ eşsizdir ancak ebeveyniyle kurduğu bağ kritik bir önem taşır. Çocuklar, gelişimlerini tamamlayabilmek için ebeveynleriyle sağlıklı bir bağ kurmaya ihtiya

Başkalarıyla ilişkimizde, zaman zaman mola alabilir, araya mesafe koyabilir, hatta gerekirse karşımızdakinden tamamen vazgeçebiliriz. Oysa kendimizle ilişkimizde bunların hiçbiri mümkün değildir. Benliğimizle günün 24 saati, yılın 365 günü beraber yaşamak zorundayızdır, son nefesimize kadar. İyi de olsa kötü de olsa, bize aittir. O halde bu zorunlu ilişkiyi dostluğa dönüştürmek, daha huzurlu, daha mutlu, daha doygun bir hayat sürmenin anahtarı olarak görülebilir. Kendiyle dost olmak, kendini sevmek mi de

Psikomitoloji neyi, nasıl yordar? Psikanaliz nedir, nasıl çalışır? Tragedya nedir, neyi irdeler? Sophokles’in “Oidipus” odaklı tragedyaları bu sorulara yanıt vermek için başvurulacak örnek metinlerdir. Sigmund Freud’un “Oidipus Karmaşası” kavramsallaştırması Oidipus’u modern bireyin ruhsallığına dair yorumlarınmerkezi imgelerinden biri haline getirmiş, çeşitli disiplinlerden katkılarla “Oidipus” figürü çok boyutlu bir imge ve simgeye dönüşmüştür. “Oidipus - Psikomitoloji: Psikanalitik ve Klinik Y

Biliminsanları, insanları diğer canlılardan ayıran en önemli özelliklerden biri, “bildiklerini diğerlerine öğretme çabası içinde olan bir canlı olmasıdır” demektedirler. Bu nedenle aslında her insan, içinde bir öğretmen taşır. Öğrenme psikolojisi, öğretmenlik mesleğine hazırlananlar ve hâlihazırda bu mesleği yapanlar için öğrenilmesi gereken en önemli üç ana konudan biridir; çünkü insanın nasıl öğrendiği, öğrenme sürecinde nelerin gerçekleştiği, öğrenme ve öğretme sürecinde nelere dikkat edildiği ve

Horney temelde ana hatlarıyla Freud’un kuramına bağlı kalmakla birlikte, kadın psikolojisi konusunda Freud’dan farklı düşünmüştür. Kadında birçok psikiyatrik rahatsızlığın kaynağının Freudyen kuramı üretmiş olan erkek egemen kültürde olduğunu ileri sürmüştür. Bu bağlamda, psikanalizde toplumsal boyutu dışlamayan bir bakışa sahiptir. Kadın psikolojisini incelerken vardığı sonuçlara göre, hamileliğe, emzirmeye ve anneliğe, hayatı yaratmada ve devam ettirmede kadının birincil rolüne imrenmesinin erkeğin üstünl

Bazı kitaplar vardır ki hem otoriter, girişken ve düşündürücüdür hem de iyi yazılmış ve zengin bir şekilde örneklendirilmiştir. Zihnin Derinliklerinde işte bu kitaplardan biri! Öz ve Yaratıcı Öğrenciler gibi çoksatan kitaplarıyla ve çığır açan TED konuşmasıyla, yaratıcılık konusunda bir otorite hâline gelen Dr. Ken Robinson, Zihnin Derinliklerinde kitabında ortaya çıkarmak istediğiniz yaratıcı tarafınız için bir türlü doğru yeri ve zamanı bulamamanızın sebeplerini açıklıyor. Zihnin Derinliklerinde kita

İnsanız. Ne yaptığımızdan, neye sahip olduğumuzdan, kiminle birlikte olduğumuzdan ya da nasıl göründüğümüzden ibaret değiliz. Dünyada bir okyanus gibi geniş, güçlü, büyük, sürekli değişen bir gücüz; eski, köhne bir evin unutulmuş küçük bir odası değil. Kendimize ne kadar büyük olma izni verirsek, kendimize dönüş yolunu bulmamız da o kadar kolay olur. Hiç sahip olduğunuz potansiyeli tamamen ortaya koyamadığınızı hissettiğiniz oldu mu? Gereğinden fazla detaylara takıldığınız, bir iş yemeğinde herkes tara

Beslendiğinizi hissettiğiniz ya da sizi gülümseten, düşündüren ve zenginleştiren insanlarla vakit geçirin. Tutkulu olduğunuz ya da ilginizi çeken, sizi zorlayan ve aynı zamanda size huzur veren faaliyetlere katılın. Kendinizi güvende hissettiğinizde keşfetmeye, araştırmaya, merak etmeye, bir amaç ve anlam duygusu uyandıran deneyimlerin peşinden gitmeye daha yatkın olursunuz. Peki ya kendinizi güvende hissetmek için ne yapmalısınız? Psikolog, yazar ve eğitimci Dr. Joan I. Rosenberg, sizinle başarınız ar

Dünyada kötülüğün varlık sebebi, insanların hikâyelerini anlatamamalarıdır.” Carl Jung Dr. Gwen Adshead, Britanya’nın önde gelen adli psikiyatrlarından. Seri katilleri, kundakçıları, takipçi sapıkları, çete mensuplarını ve gaddarlıkları karşısında hem dehşete hem de meraka kapıldığımız tüm diğer “canavarları” tedavi ediyor. Yaşamlarının dönüm noktasında tanıştığı hastalarını suçları ne olursa olsun dinliyor, kolayca silinmeyecek kimlikleriyle yüzleşmelerine yardımcı oluyor. Tanıdık Şeytan’da Adshead’in

Kendinizi depresif, endişeli, kızgın, hayal kırıklığına uğramış, üzgün ya da utanç içinde hissediyorsanız şunu bilmenizde fayda var: Yalnız değilsiniz! Herkes bazen duygusal sıkıntılar yaşar. Ancak acı çok güçlü ve çok kalıcı hâle geldiğinde, daha iyi hissetmek için o önemli ilk adımı atmanın zamanı gelmiş demektir. Düşünceler ve Duygular, endişe, panik atak, depresyon, düşük özgüven, öfke gibi duygusal ve davranışsal zorluklar başta olmak üzere çeşitli ruh sağlığı sorunlarının üstesinden gelmeniz ve ke

850’lerde başlayıp, 1939’a dek süren uzun, bereketli yaşamında Freud, Dünya’ya önemli değerler katmıştır. Ünlü nörolog, psikanaliz biliminin kurucusu olarak kabul edilmektedir. Lisede Latince, Fransızca ve İngilizce öğrenirken kendi çabalarıyla İbranice, İspanyolca ve İtalyanca öğrendi. Başarılı, bilgiye aç bir öğrenciydi. Goethe'nin yapıtlarından etkilenerek tıp okumaya karar verdi. Yahudi bir aileden gelen Freud, üniversite yıllarında Yahudi düşmanlığıyla karşılaştı, çevresinden dışlandı. Ancak yaşadığı

Megan Devine, bu kitapta hem yas deneyimine hem de bu acıyı çekenlere yardım etme biçimlerimize yönelik yeni ve derin bir yaklaşım sunuyor. Hem yas üzerine çalışmış bir terapist hem de çok sevdiği partnerinin boğulmasına tanıklık etmiş bir kadın olarak Megan; kaybın, acının, sevginin ve iyileşmenin daha önce anlatılmamış gerçeklerini derin bir içgörüyle ele alıyor. Kaybın ardından acının üstesinden gelip “mutlu” ve normal yaşama geri dönmemizi dayatan kültürümüzün aksine, bizi yasımızla birlikte yeni b

Bu kitap, aramızda yaşayan nevrotik kişiliğin kendisini harekete geçiren çatışmalar, kaygıları, ıstırapları ve diğerleri ile ilişkisinde olduğu kadar kendi içinde de deneyimlediği pek çok sorunla beraber isabetli bir tasvirini çıkarıyor. Burada nevrozların özel bir biçimiyle ilgilenilmiyor, bundan ziyade günümüzün nevrotik kişiliklerinin şu ya da bu şekilde genel olarak yinelenen tipik özelliklerine yoğunlaşıyor. Kitap yalın bir dilde yazılmıştır ve netlik uğruna açıklamaları çok fazla dallandırıp buda

Manik-depresif hastalıktan muzdarip olan ünlü psikolog Kay Redfield Jamison için intihar fikri, uzun yıllar boyunca zihninin bir köşesinde olan ve üzerine planlar yaptığı bir olgu idi. Bu dürtüsü onu âdeta bir “kaplan terbiyecisi” gibi intihar üzerine düşünmeye, araştırmaya ve kariyer yapmaya yöneltti. Jamison, derinlikli araştırmalarının ürünü olan Erken Çöken Karanlık’ta; intihar üzerinde genlerin, yaşın, cinsiyetin bir etkisinin olup olmadığını, intihar salgınlarını, kişilerin nasıl ve neden teşebbüs