Safranbolu, Kültürel Kimliğimizin Derinliğini, Sanatsal Zarafetimizi Ve Estetiğimizi Dünyaya Anlatabileceğimiz, Yaşayan Bir Masal Şehri. Elinizdeki Kıymetli Eser, Bu Çabanın Takdire Şayan Örneklerinden Biri. Bölgenin Bin Yıllık Yemek Kültürünün Tarihsel Geçmişinin Ve Gelişiminin Anlatıldığı, Safranbolu Özelinde Yörenin Yemek Ve Sofra Kültürünün Akademisyen Titizliği Ve Sanatçı Duyarlılığıyla Yazıya Döküldüğü, Her Türlü Takdirin Üstünde Bir Çalışma. Bugün Bir Kısmı Aramızda Olmayan Sekiz Anıt Şahısla Yapı

Bir şef olarak vegan beslenen arkadaşlarımın kısıtlı beslenmelerini ve yemek yemekten keyif almadıklarını gördüğüm için vegan beslenenlerin de ziyafet sofraları hazırlayabileceklerini paylaşmak istedim. Vegan beslenmenin ruhuna inanarak faydalarını anlatmak ve hayatınızın ne kadar önemli bir parçası olması gerektiğine dikkat çekmek için hazırladım. N A S I L V E G A N B E S L E N E B İ L İ R İ M ? N A S I L H E R TA D I N B E N Z E R İ İ L E Y E M E K YA PA B İ L İ R İ M ? Her mutfakta olan ürünlerl

“Apiko bir deniz ürünleri tarif kitabı olarak belirdi zihnimde. Mavi gıda diye adlandırdığım –ne renk olurlarsa olsunlar– denizin ürünlerinin, geçmişten, denemelerimden ve bir çeşit lezzet dedektifliği olan aşçılık mesleğiyle doğan içgüdülerimden çıkmış reçetelerimi bir kitapta toplamak istedim. Hikâyeler çıktı ortaya ve reçeteleri o hikâyelere iliştirdim sonra. Evet, bir tarif kitabı bu ama nasıl tarif etsem; içinde bir zaman yolcusunun günlüğü de var. Bu yolculuğa olanak tanıyan mesleğimi ve tüm meslektaş

“Yeşilçam sinemasında karakterlerin yediği yemekler bu karakterlerin parçası olduğu durumun tasvirinde yönetmen için önemli bir malzeme sunar. Ekmek yoksulluğun, simit umudun simgesi olur. Yoksul ve onurlu olmak köylülükle ilişkilendirilirken, kuru fasulye, tarhana çorbası ve bulgur pilavı bu bağlantıyı güçlendirir. Kuzu çevirme, pirzola ise statü göstergesidir, ağaların veya şehir zenginlerinin sofralarında görülür. Tavuk, Yeşilçam’ın en sevilen yemeklerden biridir. Aynı zamanda iç göçün daimi istikameti o

Mutfağı hep çok sevdim. Uzun yıllar bankacılık sektöründe çalışan bir anne olarak kurumsal hayatın stresini hep mutfakta yendim. Kıymetli bir armağan olacağını düşünerek çocuklarıma birer tarif defteri hazırlamayı planlarken, ailemin sofralarında tadıp sevdiğim, kendi evimde de sıkça hazırladığım, bazıları unutulmaya yüz tutan lezzetlerin tariflerini sizlerle paylaşmaya karar verdim. Bizlerin muhabbet dolu sofralarında her zaman yeri olan tarifleri, umarım sizler de aynı muhabbetle sofralarınıza taşır, beni

Türkiye’nin ilk ve tek yöresel kahvaltı zincirleri olan Van Kahvaltı Sarayı mağazalarının kurucusu Halit Haliloğlu, Van Kahvaltı Sarayı mağazalarında çalışan profesyonel şeflerinin genel görüşlerini, tecrübelerini, kahvaltının püf noktalarını, Haliloğlu’nun gezdiği 81 İlin kahvaltı kültürlerini araştırarak ve kendi yorumlarını da katarak bu kitabı yazdı. İyi bir kahvaltı nasıl olmalı, kahvaltıda neler tüketilir, kahvaltıya dair püf noktaları nelerdir? Sağlıklı bir yaşam için atıştırmalıklarla geçiştirilemey

Mutfağın ve yemeğin kültürümüzde öyle derin ve mistik izleri var ki, bugün de hayatımızın en önemli anlarını kapsıyor. Doğumlarımızda, düğünlerimizde ve ölümlerimizde, “yemek” ve “mutfak” yüzyıllardan beri kutsal yerini koruyor. En büyük sevinçlerin ve ağır kederlerin paylaşımında hayatımızda yerini alıyor. Hüseyin Bozdağ bu kitapta; binlerce yıla uzanan bir süreçte ev, aile, ocak kavramlarının sosyal değerlerimizdeki önemini detaylıca ele alıyor. İlk baskısı 2005 yılında yapılan ve güncellenerek hazırlanan

Evden çalışma yönteminin hızla yaygınlaşması belki de bu kitabın değerini artıracak oluşumlardan biridir, çünkü zevk ve alışkanlıkları inanılmaz bir hızla tüketme yeteneği olan insanlar bir süre sonra, “hep aynı” olan tatlardan vazgeçecekler ve evlerinde ürettikleri salata ve sandviçleri özleyip bu kitabın sayfalarında gezinmeye başlayacaklar. Roka yaprakları ile pastırmanın birlikte yarattıkları lezzeti belki de bu kitapla keşfedecekler. Kim korkar sandviç ve salatadan? Cüneyt Ayral, Tembel Gurmeler İçin S

Petko Slaveykov (1827-1895), 19. yüzyıl Bulgar kültür tarihinin kalburüstü kişilikleri arasında yer alır. İstanbul’da kaldığı on yıl toplumsal ve kültürel faaliyetlerinin en verimli olduğu dönemi işaret eder. İmparatorluğun başkentinde başladığı gazete ve dergi yayıncılığıyla Bulgarca basının gelişmesine yön verir, gazetecilik ilk defa kamuoyu oluşturmanın etkin bir aracı olarak kullanılır. Petko Slaveykov, 1870’te yemek tarifleri ve mutfak tavsiyeleri içeren bir kitaba da imzasını atar. Bu derleme eserin a

Bu kitapta, Toplu Beslenme Sistemleri (TBS) mutfaklarında uygulanması zorunlu olan veya önerilen yasal zorunluluklar ve etik kurallarla ilgili bilgiler bir araya getirilip, düzenlenerek sunulmaktadır. Gıda maddelerinin tarımsal üretiminden, mutfak planlamasına, mutfak çalışma ortamından çalışanlarına, tedarik edilmesinden pazarlanmasına, tüketiminden atık yönetimine kadar, yiyeceğin tüm serüveninde etik değerlendirmesi yapılarak, olması ve olmaması gerekenlere bu kitapta yer verilmiştir.

Kendin İçin Bir İyilik Yap Ve İçine Sıkışıp Kaldığın Bu Diyet Kültüründen Artık Çık! Kendi Beslenme İhtiyaçlarını Belirle, Bedenini Tanı Ve Onu Doğru Bir Şekilde Besleyerek Sağlıklı, Mutlu Ve Sürdürülebilir Bir Yaşama Adım At.Yeni Nesil Diyet, Sağlıklı Ve Sürdürülebilir Bir Beslenme Programı Oluşturmada Sana Yol Arkadaşı Olacak. Bugüne Kadar Duyduğun Bir Çok Diyet Efsanesinin Gerçek Yüzünü Açığa Çıkaracak, Beslenmeyi Bilimsel Kanıtlarla Öğretecek, Duygusal Yeme İle Nasıl Başa Çıkabileceğini Anlatacak. Prati

Bu kadim toprakların mutfağı dünyanın en sürdürülebilir mutfağıdır. Kıymetini bilebilirsek eğer…

Yurtdışında özellikle gayrimüslim ülkelerde helal gıda erişimine karşı yaşadığımız sorunlar herkes tarafından bilinmektedir. Bu sorunlardan hareketle yurtdışı seyahati yapan ya da yurtdışında yaşayan ve helal gıda hassasiyeti olan bütün insanlara yönelik bir rehber oluşturmak için Helal Gıda El Kitabı hazırlanmıştır. İslam dininin belirlediği helal gıda kurallarına uygun bilgilerin, kitap içerisinde Türkçe, İngilizce, Fransızca, İspanyolca ve Rusça gibi farklı dillere çevirileri yapılarak helal gıdanın daha

Türkiye’nin önde gelen 50 şefi, Koruncuk Vakfı ve Korkmaz işbirliğiyle, çok özel 50 tarifle bu kitapta bir araya geliyor. Herkese hitap edebilecek çeşit çeşit tarif ve yemek pişirme tüyosu sizleri bekliyor. İçinde hangi tarifler mi var? Ayşe Tüter’den aşure, Batuhan Piatti’den pizza, Hazer Amani’den Ossobuco Milanese, Refika’dan “kendini künefe sanan köfte”, Sahrap Soysal’dan keşşir pilavı, Somer Şef’ten humus ve daha bir sürü özel tarif! Ayrıca bu özel kitabın tüm gelirleri, depremden etkilenen kız çocukl

Fethiye'nin yöresel mutfağı üzerine şimdiye kadar bütünsel bir çalışma yayımlanmamıştır. Kitabımızın amaçlarından biri de yerel mutfak kültürünün kayıt altına alınması ve gelecek kuşaklara aktarılmasıdır. Fethiye'nin gelenek ve görenekleri, yaşam tarzları zaman içinde etkileşimde olduğu topluluklarla değişim göstermekle birlikte yerel yemeklerini koruyabilmiştir. Gelecek kuşakların da bu uyumu sağlaması, yerel besinleri yaşamlarına uyarlayabildiği sürece geleneksel yemeklerin devam etmesi mümkündür. Bu nede

MEYVELER ASLINDA SUDAN DAHA ÇOK GÜNEŞI SEVER. GÜÇLÜ AROMALARINI HEP DAHA SICAK IKLIMLERDE BULURLAR. Kolomb, 1492 yılında Amerika'ya gittiğinde kıtadaki domates, biber, patateslerden henüz Asya ve Avrupa’nın haberi yoktu. Anadolu’ya bu sebzelerin geliş tarihleri de çok eski değil. Peki bu çok uzak olmayan geçmişte mutfağımızda neler vardı? Nihat Özdal, çocukluğunun geçtiği Fırat Nehri kıyısındaki meyve bahçelerinden, babaannesi Dünyazad’ın yaptığı meyveli yemeklerden yola çıkarak bugün halen Anadolu’da y

Özel ve güzel yemek pişirmek bir sanattır. Çağımızın insanı yemek yapmakla beraber, beslenme tekniklerini de bilerek mutfağa girmeli. Sağlık, çok yemekle değil dengeli beslenmekle kazanılır. Yemeklerin besin değerinin yanında; bütçeye uygunluğu, kolay hazırlanabilir olması, lezzeti ve görüntüsü de yemek pişirmek ile bir bütündür. Televizyon programlarının yemek tariflerinden geçilmediği, sosyal medyadan her tarife ulaşılabildiği günümüzde neden yemek kitabı yazıyorum? Uzun yıllar mutfakla barışık olan, kala

Hititler’den Osmanlı’ya gelmiş geçmiş birçok medeniyetin beşiği, verimli Çukurovası’yla meşhur Adana... Adını, etrafını çevreleyen güzel vadi anlamındaki “Vadi-i Lemon”dan alan, Nemrut Milli Parkı’yla ünlü Adıyaman...Tarihî dokusu, köklü geçmişe sahip kültürüyle medeniyetlerin buluşma yeri Diyarbakır... İpekyolu’nun en gelişmiş kenti, yemek festivalleriyle ünlü, Kurtuluş Savaşı’nın simge şehri Gazişehir Gaziantep... Asi Nehri’nin ikiye böldüğü, farklılıkları ve hoşgörüsüyle meşhur, dünyanın en önemli mozaik

Gıda medeniyet tarihinde farklı boyutlarıyla zaten etkin olan bir olgu. Küreselleşen dünyamızda ise beslenme kültürü kişilik, kimlik ve ruhumuza etkileriyle yükselen bir söylem haline gelmekte. Yemek sadece yenmiyor, konuşuluyor. İnsanoğlu kendini gastromania’ya kaptırmakta. Gastronomi giderek insan ve toplum bilimlerinin merceğinde. Bir iletişim dili olarak yemek tüm simgeselliğiyle siyasetten spiritüalizme değin tartışılmakta. Oya Ayan bu özgün çalışmasında disiplinlerarası bir yaklaşımla postmodern dönem